Kayıtlar

Mayıs, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İNSANLARI İDARE ETMENİN TEKNİK ESASLARI

KISIM 1: TENKİT ÇOK TEHLİKELİ BİR KIVILCIMDIR -Bütün tenkitler yuvalarından uçan güvercinler gibi yuvalarına dönmeye mahkumdurlar. ... -Tenkit, insanın en çok değer verdiği "ben"liğini yaralıyor, onun hiddetlenmesine neden oluyor. -İnsan kupkuru bir mantık yaratığı değildir. İnsan his yaratığıdır. Gururu, nefsi, inançları, peşin hükümleri, doğruluğuna kesin inandığı yolları vardır. -Çok tehlikeli bir kıvılcımdır tenkit. Bu kıvılcım, bir barut fıçısından farksız olan insan gururunu anında patlatabilir. -Bal toplamak isteyen kovanı dağıtmasın. KISIM 2: İNSANLARI İDARE ETMENİN BÜYÜK SIRRI; O İŞİ YAPMA ARZUSU UYANDIRMAK -İnsanlara iş yaptırmanın en kestirme yolu insanlar da o işi yapma arzusu uyandırmaktır. -Güzel sözler duyma, takdir edilme arzusu insanın içini kemiren açlıkların, susuzlukların en şiddetlisidir. Bu açlığı ve susuzluğu gidermeyi bilen insanlar başkalarını avuçlarının içine alabilirler. -Hayatta rastladığım her kişi hiç olmazsa bir yönü ile ben

NanoGıda

NANOTEKNOLOJİ Kimya sektöründen, otomotive kadar çok geniş bir alanda ilerleyen nano teknoloji daha şimdiden küresel olarak çalışan 4 bin şirket ve 1.1 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dev bir sektöre dönüştü. NANO GIDA Halen ABD ve Japonya’nın gıda pazarında kendine yer edinmeye çalışan nano-gıdanın toplam 200 şirket ve yıllık 2.6 milyar dolarlık cirosuyla henüz emekleme safhasında olduğu belirtiliyor. Nano-gıdaların en büyük avantajı ise ürünlerin içerisine yerleştirilen nano parçacıklarında saklı. Bu parçacıklar yardımıyla gıdaların sahip oldukları nitelikler kontrol edilebilir hale geliyor. Küçük birer kumanda kapsülü gibi çalışan bu parçacıklar üretici şirketler tarafından önce renk, lezzet veya kıvam özellikleriyle dolduruluyor ardından da ısı veya harekete duyarlı olarak programlanarak gıdaların içerisine yerleştiriliyor. Böylece tüketici nano-gıda teknolojisiyle üretilen gıdaların birçok özelliğini dilediği anda değiştirebiliyor. Nano Gıda nedir? * Nano teknoloji ve nano pa

Famous Forecasts somewhat lacking in accuracy:

"I think there is a world market for maybe five computers." Thomas Watson(chairman of IBM, 1943) "640,000 bytes of memory ought to be enough for anybody." Bill Gates(1981) "The Internet will catstrophically collapse in 1996." Robert Metcalfe(inventor of the Internet)

Per-sona-lity

Senin içinde üç tane sen var: Birinci sen kişiliktir. Kişilik (personality) sözcüğü Yunanca ‘persona’ kökünden gelir. Antik Yunan tiyatrosunda maske kullanırlardı ve ses maskeden gelirdi. ‘Sona’ ses, insan sesi anlamına gelir ve ‘per’ maskenin içinden demektir. Gerçek yüzü, gerçek aktörü tanımıyorsun. Bir maske var ve maskenin içinden ... ses geliyor. Maskeden geliyor gibi gözükür ve sen gerçek yüzü tanımıyorsun. Kişilik (personality) güzel bir sözcüktür, o Yunan tiyatrosundan gelir.

Vadideki Zambak

Bence aşk biraz daha sakinlik ister. Ben aşkı şöyle gözümün önüne getirmişimdir: Geniş bir göl, dibi ölçülemeyecek kadar derin, üzerinde sert fırtınalar da olabilir, ama seyrek olur, bir takım sınırları da aşmaz, bunların içinde kalır. Bu gölde, çiçekler içindeki bir adada, iki kişi dünyadan uzak yaşarlar, dünyanın şatafatı, parlaklığı onları rahatsız eder çünkü *** Eşit güzellikte iki kadın: biri bütün erdemlerle donanmış, ki o erdemleri biz kusurlarımızın hıncını alarak öldürürüz; öbürü ise bütün kötü huylarla donanmıştır ve onları da bencilliğimiz yüzünden tanrılaştırırız.

Durumu anlıyorsunuz artık...:)

 İnsan maddeyle ruhtan meydana gelmiştir: Hayvanlık onda biter, melek onda başlar. Hepimizin geçirdiği şu savaş -sezinlediğimiz gelecekle, tamamıyla sıyrılamadığımız eski içgüdülerimizin anıları arasındaki savaş- buradan kaynaklanır: Etten doğan bir aşkla, kutsal bir aşk. Falanca bunları bir tek aşk haline getirir, filanca ikisinden de kaçınır; biri ilkel varlığının açlığını gidermek için bütün kadınları araştırıp durur, öbürü kendisinde bütün evrenin özetlendiği bir tek kadında aşkı yüceltir; kimisi maddenin şehvetleriyle ruhun şehvetleri arasında bocalayıp durur, kimi tenden veremeyeceği şeyi isteyerek onu manevileştirir.  Aşkın bu genel özellikleri üzerinde düşünürken, yaradılışların çeşitliliğinden kaynaklanan ve birbirlerini denememişler arasındaki sözleşmeyi bozan soğukluklarla yakınlıkları göz önünde bulundurursanız; bunlara daha çok ruhlarıyla, yürekleriyle ya da eylemleriyle yaşayan, düşünen, duyan ya da eyleme geçen, emelleri suya düşmüş, anlaşılamamış olan -ki ikisi de çift

Aşkın ışığı

Kimi kadın meleklere özgü özelliklerini yeryüzünde başkalarıyla paylaşır, melekler gibi ışık saçar. Meçhul filozof Saint-Martin bu ışık için, "Akıllıdır, uyumludur, kokuludur" der.
Niobe; efsaneye göre Frigya kraliçesi Niobe'nin yedi oğlu, yedi kızı vardı; çok verimli oluşuyla övünür, ancak iki çoçuğu olan Leto'yu (Apollo ve Artemis'in annesi) kıskandırırdı. Leto onun çoçuklarını kendi çocuklarına öldürttü. Niobe öyle acı çekti ki Zeus, dualarını yerine getirerek, onu Sipülos Dağı'nda (bugünkü Manisa Dağı) bir kaya yaptı.

Henriette'den Felix'e mektup

"...İnsanın değerinin bilinmesi, sevilmesi en büyük mutluluktur. İsterim ki bunu tadasınız. Ancak içinizdeki çiçeği tehlikeye atmayın, sevgilerinizi sunacağınız kalbi iyi tanıyın. O kişi hiç kendisi olmayacak, hiç kendisini düşünmeyecek, hep sizi düşünecek. Sizden hiçbir şey esirgemiyecek, kendi çıkarlarını gözetmeyecek, sizin hiçbir tehlike görmediğiniz yerde tehlikenin kokusunu alacak, kendisine yönelik tehlikeyi unutacak. Acı çekecekse, sızlanmadan çekecek. Alçakgönüllü olacak, kendisini hoppa göstermeye çalışmayacak, sizin kendisinde beğendiğiniz şeye saygı duyacak. Bu aşka, daha da büyük bir aşkla karşılık verin..."

"O"ndan bana kalanlar

Aşk dolu bir kalpte, arzulanan biçimlere hayallerin ateşiyle renk vererek daha büyük bir değer kazandıran sonu gelmez dilekler yok mudur? Aşkın içinde sevginin sonsuzluğunu, fedakarlığın biricik hediyelerini gördüğümüz olmamışmıdır.. Taptığımız yüz çizgilerini düşüncelerimizle donatıp ideal güzelliği anlamamızı sağlayan taşkınlıkları kalbimizde hissetmiyor muyuz? Anılar... Birer birer gözlerden geçirildikçe geçmiş günler de umutlarla döşenir durur... Hayatını solgun renklerle yaşamak. Kalan sükunet içinde yeni bir dil öğreniyormuşçasına yaşama yeniden başlamak...
Bir bakış, bir kelime aşkın kanıtıdır, aşkın en büyük özelliği kendi kendini ispat edebilmektir. Nitekim sözleri, bakışı, sevinci duygularını tüm açıklığıyla gözlerimin önüne seriverdi.
Çoğu kimse için, tutkular; kurumuş kıyılar arasından akan lav selleri olduysa, aşılmaz güçlüklerden dolayı dizginlenen tutkunun; yanardağ kraterini saf suyla doldurduğu ruhlar da yok mudur?

Çini Ressamı Castel

1772'den 1792'ye kadar Sévres tabak-çanak yapımevinde çalışmış, tabakların, fincanların üzerine işlediği kır görüntüleri ve av resimleriyle tanınmıştır.

Balzac- Vadideki Zambak

Sizler ki hayata çöllerinden girdiniz, sizler ki her yerde soğuk yüzlerle, kapalı yüreklerle, tıkalı kulaklarla karşılaştınız, hiç yanıp yakınmayın! Bir yürek size açılırken, bir kulak sizi dinlerken, bir bakış sizi süzerken duyulan sonsuz sevinci ancak siz bilirsiniz. Bir tek gün bütün kötü günleri siler. Geçmişte kalmış, ama unutulmamış acılar, düşünceler, üzüntüler, umutsuzluklar bir ruhu sıradışı bir başka ruha yönelten bağlardır.

not:

Hayat doğum ile ölüm olguları arasındaki bir süreçtir. Bu süreci değerlendirmek için; 1. Keyfine bak, 2. Gerçeklerle (ve gerçekten istediklerinle) yüzleş, 3. İyi ve kötü olaylardan kendine bir şeyler kat... 4. Rasyonel kararlar vererek basamakları çık. Duygularınla değil, sana getireceği faydalara göre yorum yap.

Demokles'in Kılıcı

Sirakusa Kralı Dionysios, kendisine gıpta eden Demokles'e bir ders vermek üzere onu bir gün yemeğe çağırmış, sofrada kendi yerine oturtmuştur. Oturduğu yerde tepesinde, bir sicime bağlı bir kılıç sarkıtmaktadır. Kral, bununla, Demokles'e hükümdarların başı üzerinde her zaman bir tehlike dolaştığını anlatmak istemiştir.

Balzac- Le Lys Dans La Valeé

İnsanın ruhsal yaradılışı fiziksel yaradılışından şu şekilde ayrılır: Burada hiçbir şey kesin değildir, etkilerin şiddeti kişilerin taıdıkları öneme, ya da bir olay çevresinde topladığımız düşüncelere göre değişir.

Tolstoy

Her insan mutlu olamaz... Çünkü gereğinden fazla özler dünü, Hak ettiğinden fazla düşünür yarını, Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü... Her insan mutlu olamaz... Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri, Ve asla göremez yanı başındakileri...

Hegel

* Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir * Zekasını beğendiğin birinin görüntüsünü merak etme. Zekasını kullanmayan birinin ise görüntüsünden etkilenme ! * Dünyada tutkulu olmaksızın başarılmış hiçbir büyük şey yoktur.

Ludwig Wittgenstein

* Başkalarının derinlikleriyle oynama. * Başkalarına, senin için ifade ettiğinde n daha fazla bir sey ifade edemez. Sana neye mal olmuşsa, onlar da o kadar ödeyecekler. *Bir insan kilitli olmayan, ama içeriye doğru açılan bir kapıyı boyuna itiyor, çekmek aklına gelmiyorsa, odada hapistir. *Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır. *Felsefenin amacı nedir? Şişeye düşen sineğe çıkış yolunu göstermektir. *Hakkında konuşamayacağımız şeylerde sessiz kalmamız gerekir. *Kolum yukarı kalkar olgusunu kolumu yukarı kaldırırım olgusundan çıkarırsak geriye ne kalır? İnsan kalır. *Mantığın tüm önermeleri totolojinin genellemeleridir ve totolojinin tüm genellemeleri mantığın önermeleridir, bunlardan başka mantıksal önerme yoktur.

Eric Fromm- Sevme Sanatı

"Sevgi bir etkinliktir, edilgen bir durum değil; bir şeyin içinde olmaktır, o ş ... eye kapılmak değil; öncelikle vermektir, almak değil. Sevgi bir kişinin bütünlüğünü ve bireyselliğini yitirmeden diğer bir kişiyle veya şeyle birleşmesidir." Acaba gerçek sevgi nedir? Sevgiyi aşık olmak sananlar yanılıyorlar; çünkü gerçek sevgi, bir gün sahip olunan diğer gün olunmayan bir şey değil. Böylesi sevgi değil, ancak heyecan olabilir. Sevgiyi, kendini feda etmek sananlar da yanılıyorlar; çünkü gerçek sevgi,seveni ve sevileni birlikte yüceltip geliştirdiğinde sevgi olma niteliğini kazanıyor. Kişilerden birisinin kendini feda etmesi sevgi maskesi altına gizlenmiş kendini tatminden başka bir şey değil. Sevgiyi bağımlılık sananlar da yanılıyorlar; çünkü ancak her birimiz kendi başımıza yaşayacak güçte olup da birlikte yaşamayı seçtiğimiz zaman,birbirimizi gerçek anlamda seviyoruz demektir. Gerçek sevgide, özgür irade her zaman ön planda yer almalı; aksi halde sevgi ancak ekti

Can Yücel- Bilmelisin ki

Bilmelisin ki... Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Bilmelisin ... ki... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,anlam yükü o kadar azalır. Bilmelisin ki... Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nerden geçtiğini bulmak zor. Bilmelisin ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.Gerçek aşkların da! Bilmelisin ki... Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,ne tür deneyimler yaşadığınızla var. Bilmelisin ki... Aile hep insanın yanında olmuyor.Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.Aile her zaman biyolojik değil. Bilmelisin ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.Onları affetmek gerekir. Bilmelisin ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.Bazen insanın kendini affedebilmesi gerekiyor. Bilmelisin ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Bilmelisin ki... Şartlar ve olaylar,kim olduğumuzu etkilem

Üstün Dökmen- Üç şey

İçinizde bu 3 şeyi taşıyorsanız hayat güzeldir.. Köy sakinleri yağmur duasına çık ... mışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı. Bu İNANÇ tır. Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşübileceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır. Bu GÜVEN dir. Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız. Bu ÜMİT tir. Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir...

Inception of Foresight

Dear Mr. Director,  I would like to inform you about my foresight researchs for our organization. World economy, technology, and population is changing with uncontrolable accelaretion. In this changement, all nations are making long-term strategies in the name of foresight to diagnose the future aspects of sectors. In this perception, I shaped an research paper in the light of information of nations researchs and analysis. I think it is essential to build foresight for our company to specify future actions on the future trends. The objective is to inform you about future analysis and to create our foresight vision. 1.         Balancing humankind’s need for energy with the environmental cost to our planet is a major challenge. Demand for energy is forecasted as increasing 50% by the year 2025 with most of these being fossil fuels. Currently over 1.6 billion humans have no access to electricity and 2.4 billion rely on plant material, vegetation, or agricultural waste as an energy and h

A brief history of McDonald's

Resim
PHOTO: The first McDonald's was built in 1940 by the McDonald brothers (Dick and Mac). 1954 Ray Kroc became the first franchisee appointed by Mac and Dick McDonald in San Bernardino, California. 1955 Ray Kroc opened his first restaurant in Des Plaines, Illinois (near Chicago), and the McDonald's Corporation was created. 1957 Quality, Service, Cleanliness and Value (Q.S.C. & V.) became the company motto. 1959 The 100th McDonald's opened in Chicago. PHOTO: The McDonald brothers (Dick right and Mac center) discussing plans with an executive. 1961 Ray Kroc bought all rights to the McDonald's concept from the McDonald's brothers for $2.7 million. Hamburger University opened in Elk Grove, near Chicago. 1963 One billion hamburgers sold. The 500th restaurant opened. The 500th student graduates from Hamburger University. Ronald McDonald made his debut. McDonald's net income exceeded $1 million. 1964 Filet-o-Fish sandwich introduced. 1965

Recent Activities of Mcdonald

Resim
Raul Alvarez, as he was named at birth, was born in Havana and left with his family at age 5 after Fidel Castro took power. He grew up in Miami wanting to be a physical-education teacher. An uncle encouraged him to get an accounting degree, and after working for the firm now known as Deloitte, he landed a job as a budget analyst for Miami-based Burger King. McDonald's President Ralph Alvarez In the late 1980s, Mr. Alvarez twice tried to get hired at McDonald's, "but I couldn't get in the door," he says, since the company mostly promotes from within. He went on to work for rival Wendy's International Inc. In 1994, McDonald's hired and trained him for a post as a regional manager, partly, he says, because the company wanted more Hispanics in management jobs. While it takes most McDonald's managers decades to climb through the ranks, Mr. Alvarez ascended to the No. 2 spot by 2006. Associates cite his competitive nature and focus on tangible results a

Mcdonalds - Big Mac index

The Big Mac index was introduced in The Economist in September 1986 by Pam Woodall as a semi-humorous illustration and has been published by that paper annually since then. The index also gave rise to the word burgernomics . UBS Wealth Management Research has expanded the idea of the Big Mac index to include the amount of time that an average worker in a given country must work to earn enough to buy a Big Mac. The working-time based Big Mac index might give a more realistic view of the purchasing power of the average worker, as it takes into account more factors, such as local wages . One suggested method of predicting exchange rate movements is that the rate between two currencies should naturally adjust so that a sample basket of goods and services should cost the same in both currencies (PPP) . In the Big Mac index, the basket in question is a single Big Mac burger as sold by the McDonald's fast food restaurant chain. The Big Mac was chosen because it is available to a c

Le Lys Dans La Vallée- Balzac

"Bir kadının suskunluğunda gizli bir anlam vardır, sürekli konuşmasında ise nice düşünceler saklıdır."

Latince Özdeyişler

Plautus - " Age si quod agis ."  Yapabilirsen iyi yap. Cato - " Rem tene, verba sequentur ."  Sen konuya hakim ol, sözcükler peşi sıra gelir. Seneca - " Ad astra per aspera ." Yıldızlara çetin yollardan ulaşılır. Publilius Syrus - " Amici, diem perdidi ." Dostlar, bugünü de harcadım.

SA'Dİ-Gülistân

"İşler kötü giderse kaygılanma: Bengisuyun kaynağı karanlıkta! Ey acıya uğrayan kardeş, üzülme sakın, Gizli yardımı var ulu Tanrı'nın! Günlerin dönüşü üzmesin seni Sabır acı, ama hoştur meyvesi." *** "Birinden zarar geldiği zaman, Üzülme: bu zarar gelmiyor ondan... Dostun ve düşmanın ne olduğunu Sen hep Tanrı'dan bil, unutma bunu Ne yaparsa yapsın dostlar, düşmanlar Tanrı'dan izinsiz yapamaz onlar. Bir ok, her ne kadar yaydan çıksa da, Aklı olan bilir: Hikmet atanda!" *** Kaynağı olsa da her bir nimetin, Yoksulu korumak işi devletin... Çoban için değildir elbet koyun, Çoban, korunması içindir onun. Muradına ermiştir bugün biri, Didinmekten perişandır diğeri... Görürsün birkaç gün beklersen eğer: Toprak, düşler kuran beynini neyler! Bir gün gelip çatar mukadder yazgı: Kaybolur sultanlık, kölelik farkı... Anlaşılmaz, ölünün toprağından, Varsıl mıydı, yolsul muydu bu insan! *** Gönül kırma elden geldiğince, Çünkü bu yolla

Kız Kulesinin Tarihçesi

Resim
Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Üsküdar'ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. M.Ö. 24 yılla...rına kadar ... uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile birleştiği yerde küçük bir ada üzerinde kurulmuştur. Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayetler bulunmaktadır. Evliya Çelebi kuleyi şöyle tarif eder: Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşundur. Sathı mesehası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır. Bugün görülen kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih devri yapısıdır. Kulenin etrafındaki sahanlık geniş kaplanmıştır. Üstündeki madalyon halindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren

Réne Descartes

Descartes, Metot Üzerine Konuşma başlıklı eserinde kendi metodunun 4 kuralını şöyle sıralar: kanunların çok sayıda olması nasıl ki sık sık kötülüklere mazeret teşkil ediyorsa, bir devlette çok daha az sayıda ama sıkı sıkıya uyulan kanunlar bulunduğunda çok daha intizamlı olur; aynı şekilde mantığın bir arada ortaya koyduğu bu bir yığın kural yerine, aşağıdaki dört kuralın bana yeteceğine inandım, yeter ki onlara uymayı bir kez bile ihmal etmemeye dair katı ve daimî bir karar almış olayım.  1.İlki, doğru olduğunu apaçık bilmediğim hiçbir şeyi asla doğru kabul etmemek, yani acelecilikten ve peşin hükümlü olmaktan özenle kaçınmak ve akıllı ruhuma [esprit] kendini açıkça ve seçikçe sunan, şüpheye düşmeye hiç mahal bırakmayanlar dışındaki hiçbir şeyi hükümlerime dahil etmemekti.  2.İkincisi, inceleyeceğim meselelerin her birini, mümkün olduğu ve en iyi biçimde çözümlemek için gerektiği kadar çok parçaya ayırmak.  3.Üçüncüsü, en yalın ve tanınması en kolay olan konulardan/objelerden başlaya

Jack London -Vahşetin Çağrısı ve Beyazdiş-

Yazar Beyaz diş ile çok yakın bir perspektifte -insan hayvan sevgisi(bağı), hayvan ve doğa,...- , amerikaya altın avcılarının göç ettiği zamandan bir pencere açmış. Beyaz diş'in hikayesi, hayata tutunma vb. psikolojik durumlardaki davranışları, vahşi yaşamın zorluklarından nasıl başettiğini ve karakterindeki güçlü hayatta kalma gücünü -dayanıklılığını- bana hissettirmişti. Vahşetin çağrısı bu konuda sadece yüzeysel kalmış. Vahşetin çağrısında asıl vurgulanan zamanın portresini hayvanın bedeninde bize hissettirmesi... Okurlara Beyaz dişi tavsiye ederim. Vahşetin çağrısında olaylar yalınca gerçekleşirken; Beyaz Diş'te karakter analizi yapmanız ve beyaz dişin doğaya karşı direnişini kendi hayatınıza yorumlamanıza katkı sağlayacaktır. Her ne kadar teknoloji hayatımızı kolaylaştırdıysa da, insanın özünü çıkarması için; hata yapması, canının yanması, sevgisinin söndürülmesi, aç kalması gibi hallerden geçerek olgunlaşması, yaşama tutunma gücünü kazanması gerek... Çoğumuzun hayatında b

İntibah-Yaşar Kemal

Yazar kitabın önsözünde de beriltildiği gibi yarattığı karakterleri tek mesaj altında yorumlamış, kitabı bu gidişhatta yalın bir şekilde kurgulamış. Mehpeyker karakteri gerçek bir insan figürü sunarken, zaman zaman diğer karakterlerin (özellikle Ali'nin) eylemleri ve tepkileri senaryo icabı kalmıştır. Akıcı ve zevkli bir kitap... Eski sözcükleri belleğimde telaffuz etmek ve bu kelimelerin anlattığı bir romanı okumak bana zevk verdi.

YaşarKemal-İntibahtan...

...  İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar. Gene her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. [Nitekim her nefesini hayatını uzatmak için alır. Gene her nefeste hayatından bir nefeslik zaman eksilir.] ...  Hicrile çifte nehr-i revân gözlerim  O nihâli hayli zamân oldu gözlerim (Ayrılıkla akan çifte nehir [oldu] gözlerim  O fidan boyluyu epey zamandır gözlerim) ...  Yaktın ey âteşzen-i ârâm yanmış gönlümü  Nev-heves kıldın şu kendinden usanmış gönlümü (Ey erinci yakan sevgili, gönlümü yaktın.  Şu kendisinden usanmış gönlümü yeni hevesler ister hâle koydun. ) ...  Yâre küstâhâne dil arzetti dâg-i sineyi  Ateşîn pirâhen oldu germî-i haclet bana (Gönül, göğsündeki yarayı yâre küstahça gösterdi.  Utanmanın verdiği sıcaklık bana ateşten bir gömlek oldu.)

mcdonalds productionflow

Resim

mcdonalds supply chain

Resim

Mcdonalds kalorimetre

http://www.mcdonalds.com.tr/kalorimetre/kalorimetre.html http://www.yuzsorudamcdonalds.com/

McDonald's Bunları biliyor musunuz?

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? . Bir hamburger köftesi, besi çiftliğinden size ulaşana kadar, 85 ayrı kontrol noktasından geçer. . McDonald's'ın Türkiye'deki restoranlarında satışa sunduğu ürünlerin %98'inin üretimi Türk kuruluşları tarafından gerçekleştirilmektedir. . McDonald's'ın Türkiye'de işbirliği yaptığı Türk üreticilerin diğer ülkelerdeki McDonald's restoranlarına yaptıkları ihracatın toplam tutarı yaklaşık 67 milyon dolardır. . McDonald's'ın dünyadaki 30.000 restoranından sadece Türkiye'deki restoranlarında ayran bulunur. McDonald's restoranlarındaki ayran, McDonald's kalite anlayışı ile Danone tarafından üretilir. . McDonald's'ın kendi çalışanları için Chicago'da bir Hamburger Üniversitesi var. Bu üniversiteden bugüne kadar yüzden fazla Türk genci mezun olmuştur. . McDonald's'ın Türkiye'deki restoranlarında çalışanlarının sayısı 3000'in üzerindedir. . McDonald's'ın standart sandviçlerinde

McDonald's ın vizyonu

Dünyanın en iyi hızlı-servis retoran deneyimi olmak. En iyi olmak demek sıradışı bir kaite, temizlik, servis ve değer sağlayarak her bir restorandaki her müşteriyi gülümsetmek demektir. Bu vizyonu gerçekleştirmek için dünya çapında üç stratejiye odaklanırız *Dünyanın her yerinde o bölgedeki en iyi iş veren olmak *Her bir restoranda operasyonal mükemmellikle müşterilere hizmet etmek *Teknoloji ve innovasyon sayesinde markayı genişleterek ve McDonalds'ın güçlü yanlarını kullanarak sürekli ve karlı bir büyüme elde etmek.

McDonald's üreticileri ve politikaları

MCDONALD'S ÜRETİCİLERİ McDonald's, faaliyet gösterdiği her ülkede üreticilerini o ülkenin en iyi firmaları arasından seçer. Ve 1954'ten bugüne uzanan deneyimini bu firmalarla paylaşarak, onlara olumlu katkı sağlamayı hedefler. McDonald's Türkiye, dünyada , ihtiyaçlarını en yüksek oranda kendi ülkesinden temin eden ülkelerden biri olmaktan gurur duymaktadır. Şu an McDonald's restoranlarında sunulan ürünlerin ve ambalaj malzemelerinin %98'i yerel olarak temin edilmektedir. Türkiye'de McDonald's'a hamburgerlerin etini Pınar Et, süt ürünlerini ve peynirini Danone, soslarını McCormick, ketçapı Tat sağlıyor. Fersan, McDonald's için turşu ve salata, Ekol kağıt bardak, Özgörkey ise patates üretiyor. ÜRETİCİLERİN POLİTİKALARI McDonald's'ın tüm dünyada geçerli olan üretim politikası, şu ilkelere dayanmaktadır: . McDonald's'ın kalite ve temizlik konusundaki standartlarını sağlayabildikleri sürece yerel üreticilerle çalışmak. . Üreticileri