dndenbgndenyrndan

Kelimelerin Yetemediği Yerlere Capsler Yetişiyor Dijitalle beraber doğan nesillerin internet bağımlılığı, her yerde erişilebilir olmak adına mobile ana tüketim mecrası haline getirdi. Sürekli internete bağlı olmak, sosyal ağlarda sanal kimlikler yönetmek, reputasyon ve sosyal etkileşimler yaratmak için artık herkesin var olmak zorunda olduğu yeni kanallar dizisi hayatımıza kazındı. Mobil penetrasyonla beraber whatsapp, instagram ve snapchat genç jenerasyonun kullandığı odak mecralar haline geldi. Pc’ye bulaşmadan dijital yaşamlarımızı bu platformlar üzerinden daha hızlı yürütmek işimizi kolaylaştırıyor. Bununla paralel, mobille beraber sürekli chat halinde olma durumu ise, kendini sürekli genişletiyor. Sosyal platformlar, arkadaşlık ve chat uygulamalarında uzaktaki arkadaşlarımız veya sanal ortamda tanıştığımız kişilerle konuşmak veya şu görüntüyü fotoğraflamak lazım tam instagramlık gibi davranışlar gündelik alışkanlıklarımız arasına girmiş durumda… Sosyal onay isteği paylaşma davr

1. I’m thinking hard Look into my eyes and ask me to name the cigar-smoking founder of psychoanalysis and you won’t see much change in my pupil size. The name Sigmund Freud comes easily to my lips. But ask me to explain the laws of cricket and watch my pupils expand. That’s because research has shown that the harder your brain works, the more your pupils dilate. When  Hess and Polt (1964)  gave participants more and more difficult tasks to complete, their pupils got bigger and bigger. 2. My brain is overloaded Keep watching my eyes closely and you’ll spot the point when explaining the laws of cricket gets too much. Poock (1973)  reported that when participants’ minds were loaded to 125% of their capacity, their pupils constricted. It’ll be trying to explain a googly that will do it. (Don’t ask). 3. I’m brain damaged The reason doctors and paramedics flash a light in patients’ eyes is to check their brains are working normally (and because it’s such an easy te

Biz buna İyileşmiş Kara Kutu Diyoruz… Seneler önce P&G marketlere yapılan alışverişin detaylı analizi alışveriş sürecini detaylı bir şekilde mercek altına aldı. Araştırmanın en önemli bulgularından biri first moment of truth olarak ifade edilen, müşterinin rafı gördüğü anki 3-7 saniyelik ürünü fark etme & raftan sepete ekleme olduğunu belirterek, bu anın önemli bir pazarlama anı olduğunu vurguladı. (2005) Günümüzde hala bu analizin kısmen doğru olduğunu söyleyebiliriz. 2005 yılından bu yana dijitalin tırmanışı markaların tüketiciyi anlama konusundaki araçlarını bir hayli zenginleştirdi. Google internet adaptasyonu ve arama motorunun kafamızdaki soru işaretlerinin anahtarı haline gelmesiyle beraber tüketicileri first moment’tan evvel internet üzerinde yakalanması gerekliliğini ortaya koydu. Zero moment of truth kavramı araştırmalar sonucunda, tüketicilerin internette yaptığı ürün aramalarının vereceği kararı olgunlaştırdığını kanıtladı. Şuan için moment of truth’lar 4’e

Self-awareness bağlantı kurmanın önemli bir aşaması olabilir. Kişi kendisini tanımladıktan sonra çevresi ile ilişki kurmaya başlar.. Çevresiyle duygulardan oluşan köprüler kurar. Dini inanış ve ruhani beslenme da buradan temel alır kendisini... Soru: İnsanın entellektüel düşünme kapasitesi nasıl açığa çıktı. Neyle yaşadıklarımızı sorgulamaya başladık? Akılıma Musa ve Monoteizm kitabında Freud bir sözü geldi... Esasında onu bloglamak istedim.. "İnsanların putlara tapması ruhsal boşluklarını dünya ile ilgili olmayan, insanın içsel boşluğunu, dünya materyalleriyle şekillendirilmiş bir figüre kanalize ediyordu. 3 büyük dinin gelişiyle putlların yıkılması, insanları korkunç bir ruhsal arayışa soktu. Nitekim, herşeyden büyük tasfir edilemeyen ruhani bir şey ile bağlantı kurmak, anlamlandırmaya çalışmak insanın duygusal ve ruhsal zekasını geliştirmiştir. Bu tutum özütünde entellektüelliği doğurmuştur." yorum: fevkalade bir tespit...