Biz buna İyileşmiş Kara Kutu Diyoruz…
Biz buna
İyileşmiş Kara Kutu Diyoruz…
Seneler önce P&G marketlere yapılan alışverişin detaylı
analizi alışveriş sürecini detaylı bir şekilde mercek altına aldı. Araştırmanın
en önemli bulgularından biri first moment of truth olarak ifade edilen,
müşterinin rafı gördüğü anki 3-7 saniyelik ürünü fark etme & raftan sepete
ekleme olduğunu belirterek, bu anın önemli bir pazarlama anı olduğunu
vurguladı. (2005)
Günümüzde hala bu analizin kısmen doğru olduğunu
söyleyebiliriz. 2005 yılından bu yana dijitalin tırmanışı markaların tüketiciyi
anlama konusundaki araçlarını bir hayli zenginleştirdi. Google internet
adaptasyonu ve arama motorunun kafamızdaki soru işaretlerinin anahtarı haline
gelmesiyle beraber tüketicileri first moment’tan evvel internet üzerinde
yakalanması gerekliliğini ortaya koydu. Zero moment of truth kavramı
araştırmalar sonucunda, tüketicilerin internette yaptığı ürün aramalarının
vereceği kararı olgunlaştırdığını kanıtladı. Şuan için moment of truth’lar 4’e
ayrılmış durumda..
·
Zero Moment of Truth: kullanıcıların internetten
ürünle ilgili aramalar yaparak isteklerini olgunlaştırmaları… Bunun yanında
mobilden anlık olarak sağlanan “acaba yakınımda bundan var mı? gibi..” spontane
sorulara arama motorundan verilen cevaplar başlayan kararın yön vericisi
niteliğinde…
·
First Moment of Truth: kullanıcıların mağazaya
gelerek marka ile interaktivite içerisine girmesi (mağaza atmosferi, kimliği,
sunulan ürün, kalite & fiyatlandırma gibi değerler..)
·
Second Moment of Truth: kullanıcıların ürünü
alıp deneyimlemeye başlaması… Mağazadaki algı ile kullanım deneyiminin uyuşması
aşaması
·
Third Moment of Truth: kullanıcıların
çevrelerine feedback’ler vermesi veya marka avukatlığı yapması süreci
Bana kalırsa, anları şablonlaştırmanın ötesinde markalarda
bir dijital aydınlanma çağı yaşanıyor. Bu durum kullanıcılardaki meşhur “kara
kutu”nun aydınlanmasına olanak sağlayacak araçların dijital ve teknolojik
alandaki yatırımlarla olacağını gösteriyor. “Kara Kutu”nuzu nasıl aydınlatır ve
farkındalık sağlarsınız?
1.
Mağaza atmosferinin performansını ölçümlemek
için indoor trafik ölçüm cihazları.. Yoğunluk haritaları, mağaza önü trafik
detayları, hareket analizleri gibi bilgilere erişmek mümkün. Bu sayede, her
satış lokasyonunun nasıl daha iyi hale getirilebileceği ve hangi zaman
dilimlerinde daha etkili olunabileceği belirlenebilir.
2.
Mağaza atmosferi & Kampanya ve ürün
kurguları hatta SCM’a kadar uzanan markanızın deneyim haritasıyla ilgili
değişimlerle mağaza içini ve sepet ortalamasını doğru dizayn etmek gerekiyor.
Özellikle fiziki noktalarda, mağazaya ziyaret patikası oluşturmak işinize
yarayacaktır. Araştırmalar patika içerisinde uzun süre kalan müşterin sepet
ortalamasının yükseldiğini gösteriyor. Mağaza tasarımını bu yönde yapmak fiziki
konumla ilgili en elzem nokta, atmosfer tasarımıyla beraber… Bunun yanında da
bir başka yazımda değineceğim define avı etkisini ürün ve kampanyalarla
yaratmak gerekiyor.
3.
Çevredeki Potansiyel müşterileri mağazaya
yönlendirmek… Özellikle Amerika ve İngiltere gibi mobil kullanımın
yaygınlaştığı pazarlarda kullanıcıları mobil pazarlama araçlarıyla mağaza
çevresine geldiklerinde haberdar etmek veya çeşitli sadakat uygulamalarıyla
yaklaştıklarında kişiselleştirilmiş promosyonlar veya haberler vererek mağaza
içine çekmek gerekiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, push mekanizmalı
reklamlar, diğer tüm reklam yatırımlarınıza göre kat ve kat etkili… Doğru
seçilmiş ve müşteriyi motive edecek mesaj metninin aklına giremeyeceği müşteri
yok hemen hemen… Kamuoyunda push bazlı email ve sms servislerinin spam konusu
eleştirilse de birim maliyetle kampanya geri dönüşlerinin mobil üzerinden çok
daha verimli olduğunu mobili kullanan birçok pazarlamacı bilmekte… Push bazlı
mesajlaşmalar, özellikle Lokasyon perspektifiyle yakın zamanda Google’da var
olmak kadar değerli hale gelecek bir başka marka yatırım alanı.. Çevrenizde
akan iletişime yapacağınız yatırımlar büyük önem taşıyor.. Bunun farkına varan
düzenli kullanmaya başlayan markalar sektörlerinde ilk olmanın kaymağını
yiyecek gibi duruyor. Starbucks, Cafe Caribou, Macys vb. firmalar Amerika’da
büyük operasyonlar tasarlayarak push marketing ve sadakat çerçeveli hizmetleri kullanıcılarına
sunmaya başladı. Bu durum artık lüks ve ihtiyaç algısının olmadığı “impulsive”
tepsisel olarak insanların etkilenerek harcamalar yapabildiği post modern
tüketiciyi mağaza çekmek için belki de en önemli iletişim yatırımınız haline
geleceğini gösteriyor.
4.
Potansiyel müşteri akışı bir başka analiz
methodu… Mağaza çevrenizdeki potansiyel müşterilerin hangi saatlerde çevrenizde
olduğunu, ne gibi yaşam biçimleri, kişisel özellikleri, sevdikleri şeyler gibi
kişisel verileri analiz edebilmeniz mümkün hale geliyor. Bu hizmet başlı başına
kurulacak mağazanın lokasyonunun doğru saptanmasından, hangi gün ve saatlerde
çevrede ne gibi faaliyetler yapılabileceğinin belirlenmesine kadar
kullanılabilecek bir hizmet olarak öne çıkıyor. Bu hizmeti verimli kullanmak için
üyelik programları konumlandırarak crm bazlı detaylı çalışmalar yapmak, ayrıca
tabiki belirli aralıklarda kendinizi hatırlatmak mümkün hale gelecektir.
5.
Kişiselleşmiş deneyimler dizayn etmek. Müşteriye
kendini özel hissettirmek. Esasında çok genel ve herşeyin anahtarı
niteliğindeki bu kavram için mağaza tasarımına & mağaza çalışanlarına bu
konuda büyük bir rol düşüyor. Yaşadığım tecrübeler içerisinden, bir örnek: “benim
fatura ismimde neden VIP yazmıyor? Arkadaşımıza yazıyor muşsunuz ben neden
sürekli müşteriniz olmama rağmen aynı muameleyi göremiyorum?” Bu durum aslında
açıkça, müşterilerin kendisini özel hissetmek istediğinin göstergesi. İhtiyacı
karşılamak için dijital sadakat çalışmalarının mobil üzerinden kullanımı öne
çıkmalı… Mağazaların ve markalarında net bir şekilde gözlemlediği bu durum tüm
iletişim kanallarına yansıyor. Geçtiğimiz bayram haftası gibi yoğun mesajlaşma
trafiğinin olduğu tatil gününde sadık müşterilere SMS gönderen bir markanın mesaja
dönüş oranı %80’i geçti. Onlarca kişiye atılan bu mesajın tatil haftası kaale
alınmasının tek nedeni, müşterinin kendisini özel hissetmesi esasında…
Dolayısıyla, yol yordam bilen, müşterisini el üstünde tutan marka için en doğru
iletişim biçimi: sadakati dijitalleştirmek ve düzenli hale getirerek iletişim
stratejileriyle mağazaları bu konuda trafik sağlayacak çalışmalarla beslemek… Bu
da yakın gelecekte rekabetle beraber, öncü marka pazarlama müdürleriyle
başlatılacak kaçınılmaz bir hizmet haline gelecek gibi duruyor.
6.
Entegre pazarlama çözümleri… Bu konu da başlı
başına pazarlama hizmetleri dahilinde kullanılan iletişimin ötesinde
kampanyaların her birisinin başka markalar için farklı değerler
üretebileceğinin düşünülerek müşteriye ek faydalar sağlamak için paketlenmesi…
Kampanyaların çapraz satış kanallarıyla beslenebileceği dijital kampanya &
kupon altyapıları her markaya ek değerler yaratabilecek yapılar olarak öne
çıkıyor. Kampanya bazında yapılacak ortaklıklar, paketlemeler, tüketici marka
algısını birlikteliklerden dolayı güçlendirecek.
Yaşamlarımızın dijitalleşmesi kaçınılmaz bir biçimde takip
edilmemize yol açacak gibi duruyor. Seneler önce pclerdeki cookieler bizleri
rahatsız etmiyordu. Bugün sürekli yanımızda taşıdığımız mobil cihazlar, sosyal
medya hesaplarımız, email adreslerimiz, cloud sistemleri nedeniyle iznimiz
olmadan yapılan en ufak hareket bizleri korkutuyor ve negatif bir intiba
bırakıyor. Bu nedenle uzun soluklu dijital çalışmaların gerekliliği bir kez
daha göz önüne alınmış bulunuyor… Artık üstünkörü tasarlanan iletişim
çalışmaları tüketicilerde negatif etkiler bırakıyor.. Pazardan alınan verilerle,
yumurta kırar gibi şipşak iletişim kurulamayacağı aşikar halde… Özellikle
mobilin birincil mecra haline geliyor olması, kişisel verilerin korunumu konusunun
devletlerce yürütülme gerekliliği açığa çıkarabilir. “1984” vari bir yaklaşım hissi
yaratsa da, tüketiciler firmalardan gelecek mesajları önceden filtreliyor olabilecek.
Yorumlar
Yorum Gönder