Oyunlaştırmaya Giriş


Yine Gartner’ın oyunlaştırma üzerine yayınladığı raporunu dikkate alırsak, bu silkelenme döneminde ayakta kalabilmek için yapılması gerekenlerin en başlıcası iyi oyunlaştırma tasarımı yapabilmek. Bunu yapabilmek için konusunda uzman kişilerle çalışmak ya da kişi/ekip/firma olarak iyi bir anlayış geliştirerek iç kaynaklar ile çözüm sağlamak seçenekler arasında. Hangi yolu seçerseniz seçin, başarılı bir oyunlaştırma uygulaması için oyunlaştırma tasarımı hakimiyeti çok önemli.
Dizi boyunca; oyun-oyunlaştırma ilişkisi, oyunların
dolayısıyla oyunlaştırmanın gücünün psikolojik ve sosyolojik kaynağı,
oyunlaştırmanın eski ve yeni ikna paradigmaları (MIP) ile ilişkisi, uygulama
alanları ve başarılı örnekleri konularına değineceğiz. Diziyi şekillendirirken,
Penn State hocalarından Kevin Werbach’ın Coursera’nın en popüler derslerinden
olan Gamification dersini, Andrzej Marczewski’nin çalışmalarını temel
aldığımızı belirtmek istiyoruz. Bununla birlikte BJ Fogg’un ortaya koyduğu Mass
Interpersonal Persuaison adıyla bilinen yeni ikna paradigması ile
ilişkilendirme gibi özgün eklemelerimiz de olacak.
Oyun Nedir?
Oyunsallaştırma, oyun tabanlı eğitim/pazarlama, ciddi oyun
vb. birçok terim nedeniyle sınırlandırılması çok zor hale gelen oyunlaştırma
terimini bir an için unutup “oyun”un ne demek olduğunu düşünelim. Sizce oyun
nedir? Hemen her gün bir şekilde içinde bulunduğumuz bu kavramı tarif etmek ilk
bakıştaki kadar kolay değil. Öyle ki, Wittgenstein dilin sınırlılığı hakkında
bir örnek olarak, oyunun tarif edilemez oluşundan bahsetmiştir. Hal böyle iken,
oyunlaştırmanın tarifi daha da zor oluyor. Hele ki dilimizde İngilizce’de
olduğu gibi “play” (eğlence haricinde bir amaç taşımayan, kuralsız davranışlar)
ve “game” (Bernard Suits’in aşağıdaki tanımına uygun sistemler) ayrımı
olmadığını da düşünürsek işimiz daha da zor.
Neyse ki imdadımıza Bernard Suits yetişiyor ve oyun (game)
için şu tanımı veriyor:
“Oyun, gereksiz bazı engelleri göze alıp bunları gönüllü
olarak aşmaktır. Temel özellikleri; Amacı, kuralları olması ve oyuncu bir tavır
içermesidir.”
Suits’e ek olarak Johan Huizinga’nın “Her oyun sıradan dünya
içerisinde kendi dünyasını yaratır. Bu dünya, sihirli bir çembere benzer ve bu
çember içinde tümüyle kendine has kurallara sahiptir.” manasındaki sözleri de
oyun kavramını anlamamıza oldukça faydalı bir başka söylemdir.
İlk yazımızı oyun kavramının tanımı ile noktalıyoruz.
Gelecek yazıda oyunun sosyolojik ve psikolojik faydaları ve oyunlaştırmanın
tanımı ile devam edeceğiz. Soru ve yorumlarınızı paylaşırsanız, hem yazılar
içinde hem de yorumlarda cevaplamaya çalışacağız.
kn: webrazzi
Yorumlar
Yorum Gönder