Oprah Winfrey-"Azmin zaferi"
İnsan İsterse, Hayatın karşısına çıkardığı en büyük engelleri kitap okumanın gücüyle aşabilir!
Evlilik dışı bir ilişkiden doğan zenci bir çocuğun, domuz çiftliğinde başlayıp Time dergisinin kapağında sonlanan sıra dışı yükselişinin öyküsüdür...
Hayata birkaç adım geriden başlamış, istenmeyen bir çocuktu!
Şimdi bir kadın hayal edin. Amerika`da 1954 yılında Mississipi`de doğmuş. Yani o yılların Amerika`sında hayata bir kaç adım geriden başlamış. Derisinin rengi “siyah”…
Yani o yılların Amerika”sında hayata birkaç adım geriden başlamak için bir neden daha. Anne ile babası hiç evlenmemiş, annesi onunla hiç ilgilenmemiş. İstenmeyen bir çocuk. Hayatta birkaç adım daha geriye gidelim. Buyuduğu yer babaannesinin domuz çiftliği! Birkaç adım daha…
Peki sonra bir mucize gerçekleşerek hayatı bir anda toz pembe mi olmuş? Hayır! Herşey daha da kötüye gitmiş. 12 yaşında annesinin yanında yaşamaya başlamiş. Yakın akrabalarının cinsel tacizine uğramış. Başa cıkamayınca evden kaçmış. Gençler için kurulmuş bir tür bakımevine sığınmiş ancak boş yatak olmadığı için geri çevrilmiş.
Babası onu yanına almış. Universite sırasında çalışmaya başlamış. Bir radyoda sunucu olarak. Daha sonra yerel bir TV kanalına geçmiş. Ve çok başarılı bir iş kadını olmuş!
Hayir, hemen değil elbette… Bu kadar kolay değil… Başarmak kolay değil..
Bu işte de başarısız olmuş…
Çirkin ördek yavrusu gibi davranıldı, aşagılandı…
Haber sunarken duygularını kontrol edemediği gerekçesiyle işinden kovulmuş. Sözleşmesi gereği onu başka bir departmana almak zorunda kalmışlar. Orada fiziği nedeniyle sürekli aşağılanmış. Ayrık gözleri, aşırı kıvırcık, kabarık saçları olduğu söylenerek alay edilmiş. Kabarık saçlarını düzeltmek için gittiği kuaför salonunda saçları yanmış, tamamı dökülmüş. Kel başını örtmek için peruk aramiş ama kafası o kadar büyükmüş ki peruk bulmakta zorlanmış.
Özel hayat mı? Fiyasko! 6 yil boyunca evli bir adamla birlikte olmuş. Adam karısını terk edeceği bahanesiyle onu sürekli oyalamış. O günlerde sürekli olarak teselliyi yemekler de aramış ve hayatı boyunca mücadele edeceği fazla kilolarıyla bu dönemde tanışmış.
Bir gün sevgilisi onu terk ettiğinde hayatının sona erdiğini düşünmüş. O gün sevgilisinin kendisini terk etmemesi icin ayaklarına kapanmış ve adamın aldırmadan kapıyı çarpıp çıktığını görmüş.
Düşünmüş taşınmış ve bir karar vermiş:” Ben hayatta başarısızım!”
Bir işi, bir sevgilisi, bir ailesi ve hatta saçları bile yoktur. Zencidir, çirkindir, şişmandır. Üstelik ufukta hiçbir ışık da görünmemektedir.
Intihar etmeye karar verir. Oturur önce bir güzel intihar mektubunu yazar. Sıra ölüme geldiğinde birden aklında bir düşünce belirir:” yarın kim bilir neler olacak?”
Biyografisinde o anı anlatırken kendini intihardan alıkoyan tek düşüncenin bu olduğunu itiraf edecektir. Onu durduran “Merak” tır. Yani “yarının neler getireceğine duyulan merak”.
“Tanrı`nın bir şeyi ertelemesi onu gerçekleştiremeyeceği anlamına gelmez”
Tam da burada, hayatta ümitsizlik içinde olup bu satırları okumakta olanlar varsa onlara cok sevdiğim şu cümleyi hatırlatmadan geçemeyeceğim:
“Tanrı`nın bir şeyi ertelemesi onu gerçekleştiremeyeceği anlamına gelmez.”
Unutmamalıyız ki, merak ve sabır büyük erdemdir.
Bu kadın Oprah Winfrey` dir. Yılda 300 milyon dollar kazanan yaptığı TV programı 16 yıldır zirvede olan, Time dergisi tarafindan Amerikan başkanından bile etkili kişi seçilen, ve daha dün Afrika`da 45 milyon dolar harcayarak Afrikalı kız çocuklarına “Liderlik Koleji” açan kadın.
Peki arada ne oldu? Oprah`ın hayatını ne yada kim değiştirdi? Evet, onun hayatına “bir sihirli” değnek değmişti. Aslında bir değil pek çok sihirli değnek değmişti. Ancak tüm bu sihirli değneklerin içinde saklı olduğu kutunun tek bir adı vardı: “Kitap!”
Evet, Oprah okuduğu kitaplardaki sihirli fikirleri kullanarak hayatını değiştirdi. Kılavuz kitaplarla alay edenlere inat, o okudu, içindekileri anladı ve bu fikirleri kullanarak hayatını yeniden dizayn etti.
Şimdi biraz geriye gidelim. Oprah`ın 13 yaşındaki günlerine. Oprah anne tarafindan yakın akrabalarının cinsel tacizine uğradıktan sonra [bu gunleri daha sonrası bir TV programi sirasinda ağlayarak itiraf edecekti] babası ve üvey annesi onu yanlarına aldılar.
Okuduğu kitaplarla bütün yaralarını sardı, kendine yeni bir hayat kurdu.
Babası üzüntü içindeki kızının duygusal olarak yıprandığını gördü. Bunun üzerine ondan bir şey istedi.
Genç kız her hafta bir kitap okuyacak, okumakla kalmayacak kitabın yazılı bir özetini çıkaracak ve ayrıca okuduklarını babasına anlatacaktı. Bu böyle haftalarca devam etti. Oprah ileride zorunlu olarak bir sunucunun yanına yardımcı olarak verildiğinde, bu dönemde kazandıklarından faydalanacak ve bir anda halkın sevgilisi haline dönüşecekti.
Oprah kitapların hayatını nasıl kurtardığını ve değiştirdiğini hiç unutmadı. Yaptığı TV programında ve kendi adını taşıyan dergisinde bir kitap köşesi var. Yazarlarla röportajlar yapıyor. Kendisini etkilemiş olan kitapları herkesle paylaşıyor. Kitaplara verdiği önemi her fırsatta anlatıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder