Lance Armstrong-Yaşama çevrilen pedal
"Yaşamak istiyordum ama yaşayıp yaşamayacağım bir sırdı ve o zaman bu gerçekle karşılaştığımda bile, böyle korkulu bir bilinmezin kalbine fırlatılan bir bakış kötü bir şey değildi. Korku paha biçilmez bir deneyim. Bir kere korktunuz mu ne kadar zayıf olduğunuz hakkında bir çok insandan daha fazla şey bilirsiniz ve bence bu bir insanı değiştirir."
***
İyileşmemi Fransa bisiklet turundaki zamana karşı yarışlara benzetiyordum. Arkamdaki takımdan her adımla biraz daha öne çıkıyor ve her kontrol noktasında, takım yöneticisi telsizden, 30 saniye öndesin diyordu. Bu da bende daha hızlı gitme isteği oluşturuyordu. Kendi kanımla oluşturduğum yeni hedeflerle her karşılaştığımda heyecanlanıyordum. Nichols bir sonraki kan testinde neleri görmeyi umut ettiğini söylüyordu: örneğin yarı yarıya azalma. Sanki zihinsel olarak isteyince bu sayıya ulaşacakmışım gibi yoğunlaştım. Nichols yarı yarıya azalmışlar derdi ve ben de kendimi bir şey kazanmış gibi hissederdim. Bir gün bana şu eski rakamın dörtte biri kadarlar dedi. Hastalığa karşı savaşı kazanmış gibi hissetmeye başladım ve bu bisiklet sürme hislerini yine kamçıladı. Yokuşta diğer yarışları geçtiğim gibi kanseri de ezip geçmek istiyordum. Kevin'a kanser yanlış adamı seçti dedim İşini bitiricek bir vücut ararken, benimkini seçmesi onun için çok büyük bir hata olmuş. Büyük hata!
***
Hastalanmadan önce bisikletimi sevmiyordum. Benim için gayet basitti: bu benim işimdi ve bunda başarılıydım. Bisiklet, bir amaç için araçtı, plano'dan uzaklaşmak için bir araç, zenginlik ve ün için potansiyel bir kaynaktı. Ama zevk veya sanat için yaptığım bir şey değildi; benim mesleğim, geçim kaynağım ve varlık sebebimdi; ama sevdiğimi söyleyemezdim.
***
Bisiklet üzerinde 6-7 saat ne boyunca ne düşünürdüm?
Hep sordukları bu sorunun cevabı o kadar da ilginç değildi aslında. Bisiklet sürmeyi düşündüm. Zihnim dağılmıuordu. Dalıp gitmiyordum. Çeşitli etaplardaki teknikleri düşünüyordum. Kendime tekrar tekrar, bu yarışmada önde olabilmem için kendimi sürekli zorlamam gerektiğini hatırlatıyordum. Birinciliğimle ilgili kaygılanıyordum. Gruptan her an biri ayrılabilir endişesiyle rakiplerimi çok yakından takip ediyordum. Kazalardan korunmak için etrafımda olup bitenleri takip ediyordum.
***
Kalabalık açıldı ve annemi gördüm, coşkuyla kucaklaştık. Basın onunda etrafını kuşattı ve tüm handikaplara karşın kazanacağımı hiç aklına getiriğ getirmediğini sordu bir muhabir. "Lance'in tüm yaşamı handikaplara karşı koymak zaten." Cevabını verdi annem.
***
Bazen kanserin beim için yaptığı en büyük şeyin içimdeki bir duvarı yıkmış olması olduğunu düşünüyorum. Kanserden önce, kendimi sadece kazanan veya kaybeden olarak tanımlardım, ama artık bu tip katı bir kibirlilikten kurtulmuştum. Bu, tıpkı saçlarım döküldüğünde aldığım tavra benziyordu. Önceden nasıl göründüğüme çok dikkat ederdim, her zaman görünüşüm hakkında endişelenirdim ve saçımın evden çıktığım anki kadar düzgün olduğundan emin olmak isterdim. Şimdi ise, Kik saçımı evde kendisi kesiyordu ve o kadar rahat ediyordum ki hayatım boyunca bu şekilde dolaşabilirdim.
kn: Lance Armstrong-yaşama çevrilen pedal'dan alınmıştır.
***
İyileşmemi Fransa bisiklet turundaki zamana karşı yarışlara benzetiyordum. Arkamdaki takımdan her adımla biraz daha öne çıkıyor ve her kontrol noktasında, takım yöneticisi telsizden, 30 saniye öndesin diyordu. Bu da bende daha hızlı gitme isteği oluşturuyordu. Kendi kanımla oluşturduğum yeni hedeflerle her karşılaştığımda heyecanlanıyordum. Nichols bir sonraki kan testinde neleri görmeyi umut ettiğini söylüyordu: örneğin yarı yarıya azalma. Sanki zihinsel olarak isteyince bu sayıya ulaşacakmışım gibi yoğunlaştım. Nichols yarı yarıya azalmışlar derdi ve ben de kendimi bir şey kazanmış gibi hissederdim. Bir gün bana şu eski rakamın dörtte biri kadarlar dedi. Hastalığa karşı savaşı kazanmış gibi hissetmeye başladım ve bu bisiklet sürme hislerini yine kamçıladı. Yokuşta diğer yarışları geçtiğim gibi kanseri de ezip geçmek istiyordum. Kevin'a kanser yanlış adamı seçti dedim İşini bitiricek bir vücut ararken, benimkini seçmesi onun için çok büyük bir hata olmuş. Büyük hata!
***
Hastalanmadan önce bisikletimi sevmiyordum. Benim için gayet basitti: bu benim işimdi ve bunda başarılıydım. Bisiklet, bir amaç için araçtı, plano'dan uzaklaşmak için bir araç, zenginlik ve ün için potansiyel bir kaynaktı. Ama zevk veya sanat için yaptığım bir şey değildi; benim mesleğim, geçim kaynağım ve varlık sebebimdi; ama sevdiğimi söyleyemezdim.
***
Bisiklet üzerinde 6-7 saat ne boyunca ne düşünürdüm?
Hep sordukları bu sorunun cevabı o kadar da ilginç değildi aslında. Bisiklet sürmeyi düşündüm. Zihnim dağılmıuordu. Dalıp gitmiyordum. Çeşitli etaplardaki teknikleri düşünüyordum. Kendime tekrar tekrar, bu yarışmada önde olabilmem için kendimi sürekli zorlamam gerektiğini hatırlatıyordum. Birinciliğimle ilgili kaygılanıyordum. Gruptan her an biri ayrılabilir endişesiyle rakiplerimi çok yakından takip ediyordum. Kazalardan korunmak için etrafımda olup bitenleri takip ediyordum.
***
Kalabalık açıldı ve annemi gördüm, coşkuyla kucaklaştık. Basın onunda etrafını kuşattı ve tüm handikaplara karşın kazanacağımı hiç aklına getiriğ getirmediğini sordu bir muhabir. "Lance'in tüm yaşamı handikaplara karşı koymak zaten." Cevabını verdi annem.
***
Bazen kanserin beim için yaptığı en büyük şeyin içimdeki bir duvarı yıkmış olması olduğunu düşünüyorum. Kanserden önce, kendimi sadece kazanan veya kaybeden olarak tanımlardım, ama artık bu tip katı bir kibirlilikten kurtulmuştum. Bu, tıpkı saçlarım döküldüğünde aldığım tavra benziyordu. Önceden nasıl göründüğüme çok dikkat ederdim, her zaman görünüşüm hakkında endişelenirdim ve saçımın evden çıktığım anki kadar düzgün olduğundan emin olmak isterdim. Şimdi ise, Kik saçımı evde kendisi kesiyordu ve o kadar rahat ediyordum ki hayatım boyunca bu şekilde dolaşabilirdim.
kn: Lance Armstrong-yaşama çevrilen pedal'dan alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder