Dijitalde Para Kazanmanın 7C’si

Digital Age Summit’te dinlediğim Prof. Dr. İlber Ortaylı bana yeni ufuklar açtı. Peki, dijitali neredeyse hiç kullanmayan bir kişi Digital Age’de bize ne öğretebilirdi? Ustanın mahareti her parıldayan şeyin peşinde koşmasında değil, temelleri çok iyi bilmesinde. İlber Hoca da tabii ki, her ustanın yaptığını yaptı ve temellere döndü

İlber Hoca, Digital Age Summit’te özetle dedi ki: “Konseptin kafanda varsa dijitali kullanırsın, her şey buna dayanır. Ama konseptin yoksa dijital bir işe yaramaz. Önce konsepti kafanda oturtacaksın.” Dijital dediğin bir kanal. Büyük resimde başka elementler olmalı, değil mi? Peki, bu elementler ne ve biz nereden başlayacağız?

Harvard’da ne öğretiyorlar?

Global, yerel birçok büyük şirkette dijital pazarlama eğitimi veriyorum. Eğitimi tasarlamadan önce ilk baktığım şeylerden biri şuydu: Harvard’da Dijital Pazarlama Dersi’nde ne öğretiyorlar? Tabii ki SEO, SEM, sosyal medya, e-posta ve bilimum kanallar. Ama hepsinden önce öğretilen bir şey var: Dijital zihin yapısı.

Content değil Concept Marketing

Bu ara içerik pazarlaması çok popüler. Ama asıl üzerine gitmemiz gereken “content” değil “concept” diye düşündüm. Sonra bunlara başka C’ler de eklendi. Her şeyi kalıplar halinde anlatmayı seven Batı literatürü burada da imdadımıza yetişmişti. Büyük resmi görmek için diğer C’leri de araştırdım, sadeleştirdim ve bu makalede anlatmak içi n 7C’de karar kıldım.

Dijitalden para kazanmanın 7 C’si

1- Content (İçerik)
2- Context (Bağlam)
3- Concept (Konsept)
4- Channel (Kanal)
5- Community (Topluluk)
6- Communication (İletişim)
7- Commerce (Ticaret)

İçerik (Content)

Evet, biz çoğu zaman, gerek bireysel eforlarımızda gerekse kurumsal bütçelerimizi harcarken hemen pozitif ROI’ye ulaşacağımızı, para kazanacağımızı düşünüyoruz. Gerçekte ise öyle olmuyor, neden?

İçerik tabii ki önemli ama tek başına yeterli değil. Bu uzun bir süreç. İçerik pazarlamasının; “içerik yaz, para kazan” sığlığında anlatılması onu gerçek yapmıyor. Bu işten para kazanmanın 7 aşaması var:

Özetle: İçerikten önce kafanda bir konsept olacak, bu konseptten bağlama uygun içerikler çıkaracaksın. Bu içerikleri doğru kanalda yayınlayıp, doğru bir şekilde iletişimini yapacaksın, topluluğunu oluşturup, bunu paraya çevireceksin.

Context (Bağlam)

Bağlam aynı zamanda felsefî bir terim ve anlamı şu: “Bir düşüncenin kendinden önceki ve sonraki düşünceye uygunluğu, o düşüncelere bağlı olarak beliren anlamı, onlar arasında çelişmeye yer vermeyen bağlantı.”

İlber Hoca, Digital Age Summit’te bağlama müthiş bir örnek verdi. Dedi ki: “Hz. Muhammed için okuma- yazma bilmiyor” derler. İyi de, bırakın 600’lü yılların Arabistan halkını, o zaman saraylarda bile okuma yazma bilinmiyordu ki.

Biz bu tür verilerle genellikle Cumhuriyet’in ilanı sırasındaki okuma-yazma oranı tartışmalarda rastlarız. 1920’lerde bile Türkiye’nin yüzde 90’ı okuma-yazma bilmiyordu. Dolayısı ile bağlamı düşündüğünüzde 600’lü yıllarda Arabistan’da okuma yazma bilinmemesi son derece normal. Yapmamız gereken içeriği hemen bir büyük resme odaklayıp, kendi içinde ve zamanında tutarlı olmasını sağlamak.

Concept (Konsept)

Konsept kelimesi tam Türkçeye çevrilemiyor. Zaten tam çevrilebilen bir kelime olsaydı eminim İlber Hoca onu kullanırdı. Peki, konseptten ne anlamalıyız?

Konsept; bir düşüncenin veya nesnenin zihindeki soyut ve genel tasarımıdır. (“Kavram” bu kelimeye en yakın Türkçe kelime)

Eğer konsepti doğru oturtursak gerisi kolay. Bugünkü yazıların çoğu içeriğin formatı etrafında dönüyor: İçerik video mu olmalı, yazı mı, infografik mi? Eğer elinde bağlama oturmuş, iyi bildiğin ve anlatabildiğin bir konun varsa sen onu basılı bir dergiye de gönderirsin, sunum da yaparsın, videosunu da çekersin, makale de yaparsın, “event’e” dönüştürürsün, mobil uygulamasını da yaparsın. Önce bunları birbirine karıştırmaktan vazgeçelim.

Channel (Kanal)

Güzel bir içeriğiniz var, bunu hangi kanalda yayımlayacağınıza karar veremediniz mi? “Blog’da mı yazsam, Twitter’da mı, LinkedIn’de mi paylaşayım, ya da hepsinde paylaşayım ya, ne fark eder,” durumuna hızlıca geçtiniz mi, geçmeyin!

Kanalın doğru olup olmadığına biz değil, veriler karar verebilir. Bunlara bakarak ve sürekli yeni denemeler yaparak en doğru kanalın hangileri olduğuna karar verebilirsiniz.

Community (Topluluk)

Topluluk derken, hep çok yüksek sayıda insana ulaşmak gibi bir hedef olmak zorundaymış gibi hissediyoruz, hiç değil. İşin Pareto’su az sayıda keyif alabileceğimiz insanla, az sayıda keyif alabileceğimiz işler yapmak. Hele de B2B bir iş yapıyorsak, bize seçtiğimiz az sayıda kişiyle fayda yaratabileceğimiz birkaç iş son derece yeterli. Binlerce insana, Facebook arkadaşına, Twitter takipçisine gerek yok.

Kimi hedefleyeceğimizi bildikten sonra topluluğu kurmak kolay. Doğru kişilerden yardım alalım yeter. İlber Ortaylı konuşmasında şundan bahsetmişti: Kod yazmak önemli değil, eğer konseptin varsa kodu yazdırırsın. Aynısını, topluluk yaratmak için de düşünebiliriz.

Communication (İletişim)

Şimdi geldik iletişime. Konsepti bulduk, bağlamı oturttuk, hedef kitlemizi analiz edip, stratejimize uygun içeriğimizi ürettik, bu içeriği doğru kanaldan verdik, bunun için bir topluluk oluşturduk, şimdi doğru iletişimi yapma zamanı.

Commerce (Ticaret)

“Artık dijitalde para kazanmak çok kolay” diyenlere inat bu işin temelinin pek değişmediğini bu yazıda anlatmaya çalıştım. Temelleri iyi kavrayanlar dijitali iyi kullanırlarsa Pareto’ya daha çabuk ulaşabilir. Ama bu daha az kan, ter ve gözyaşı demek değil.

*Kendime de özet not şeklinde. H.Basusta'nın digital age yazısı

kaynak:
https://www.linkedin.com/pulse/dijitalde-para-kazanman%C4%B1n-7csi-hasan-basusta?trk=hp-feed-article-title-like

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

McDonald's ın vizyonu

Digital Loyalty: Dijital Sadakat ve POS entegrasyon, ödeme sistemleri

Ultimate Loyalty Statistics