Oyunlaştırma nedir?
Werbach ve J. Hamari’nin tanımlarından yola çıkarak, tekrar,
tanımlayacak olursak oyunlaştırma;
Kullanıcı aktivitesini, sosyal etkileşimi, ya da
davranışların kalite ve üretkenliğini artırma gibi “iş hedeflerine yönelik”
olarak, bir sistemdeki davranışların; ödül, liderlik tablosu, geri bildirimler,
hikayeleştirme vb.“oyun elementleri” aracılığıyla “içsel motive edicileri”
tetikleme özelliği olan oyunlara benzer bir çerçeveye sokulmasıdır.
Oyunlaştırma, oyun harici alanlarda, insan odaklı bir tasarım yaklaşımı ile
uygulanır.
Tanımdaki unsurlara daha yakından bakmadan önce, çerçeveyi
daraltmaya devam edelim. Böylelikle zihinlerimizde oyunlaştırmanın yerini iyice
netleştirecek ve uygulama ilkelerine geçtiğimizde kavram karmaşasını
olabildiğince uzaklaştırmış olacağız. Bunun için öncelikle oyunlaştırmanın ne
olmadığı ile ilgili konuşalım.
Oyunlaştırma ne “değildir”?
Her şeyi oyuna çevirmek değildir… Huizinga’nın tanımına
atfen, her uygulamada yeni bir dünya, örneğin WOW gibi, yaratılmaz. Çoğunlukla,
gerçek dünyadasınızdır. Oyunlaştırma, buradaki tecrübeyi oyun ögeleri ile
iyileştirmeyi önerir.
İş yerinde oyun oynamak değildir… Solitaire tarihin en çok
oynanan bilgisayar oyunlarından biri (2003 yılında 9 milyar saat oynanmış) ve
sıklıkla iş yerlerinde oynandığı malum fakat iş hedeflerine faydası tartışmaya
açık olmaya devam ediyor. (!)
Oyunların iş kapsamındaki her kullanımı değildir… Mc
Donald’s’ın Monopoly promosyonu, günümüzdeki anlamıyla oyunlaştırma kavramına
görece yakın olsa dahi tam bir örneği olduğunu söylemek zor. Kendi başına bir
oyun olan bu promosyon, oyunlaştırmanın yaptığı gibi, mevcut sistemdeki
davranışları oyun elementleri ile buluşturma amacı gütmüyor.
Serious Games (Ciddi Oyunlar) Değildir… Bunlar; amaçları
nispeten ciddi addedilen, savunma sanayi, tıp gibi alanlarda daha çok eğitim
amaçlı kullanılan, kendi gerçekliğini inşa eden “oyunlardır“.
Sadece PBL (Puan, Rozet, Liderlik Tablosu) değildir… Bu bir
formül gibi görünüyor ama değil, maalesef. Oyunlaştırma tümü ile insan ve
bağlam odaklıdır ve bu da onu sürekli izlenmesi ve iyileştirilmesi gereken bir
hale sokar. Örneğin bir pazarlama uygulamasında faydalı olabilecek liderlik
tablosu elementinin okul öncesi eğitimde faydadan çok zararı olacağı açıktır.
Oyun Teorisi değildir… Oyun teorisi matematik temelli
teknikler ile (algoritmalar, formüller, nümerik çözümlemeler) stratejik karar
verme süreçlerinin incelenmesi ile ilgilenir.
Not: Oyunlaştırma bu kavramların hepsini ayrı ayrı ya da bir
arada kullanıyor olabilir fakat bu durum yukarıda sayılanları oyunlaştırmanın
bir parçası olabilmekten öteye götürmez, tanımdaki unsurlar gibi belirleyici
hale getirmez.
Sebastian Deterding’in “play” – “game” (ilk yazıda ”Oyun
Nedir?” başlığı altında bu ayrım incelendi. Kısaca; “game” kurallı ve amaçlı
“play” ise kuralsız ve eğlence haricinde amacı olmayan eylemleri içerir) ve
whole (bütün) – “parts” (kısımlar) eksenlerinden oluşturduğu yapı, tüm bu
“nedir” ve “ne değildir” karmaşasını ortadan kaldırmaya yardımcı olan güzel bir
görselleştirme. Buna göre, bir sistem -ya da insan eli ile üretilmiş nesne,
artifact- büyük ölçüde “game” unsurlarına yakınsa ve tümüyle bir oyun olmaktansa
oyun elementlerini sistemdeki parçalardan biri olarak kullanan bir yapıda ise
buna “oyunlaştırma” demek o kadar mümkün.
kn:webrazzi
Yorumlar
Yorum Gönder