ABD ekonomisini yeniden yaratmak: Harvard business school ve ekonomistlerin raporu
- Harvard Business review öğretim görevlileri ve ABD ekonomistlerince oluşturulan " ABD ekonomisini yeniden yaratmak mümkün mü?" HBReview'in son sayısı
1.Küresel şirketler, kendi vatandaşlarının yaşam standartlarını yükseltmeli
ABD'nin
rekabet gücünü yeniden inşa edebilmesi için uzun vadeli bir stratejiye ihtiyacı
var. Şirketler küreselleştikçe, kendi içinde bulundukları
toplumla olan iletişimleri azaldı. ABD, öncelikle ucuz işgücü ve gelişmiş
ekonomik stratejilere sahip ekonomilerle rekabet etmeye başladı. Eğer küresel ekonomide başarıyla rekabet eden ABD'li şirketler, ortalama bir ABD vatandaşının yaşam standartlarını yükseltmeyi de sağlayabilirlerse, ABD rekabetçi bir ülke olur. Fakat her
zaman kısa vadeli düşünen politikacılar ve iş dünyası, bu zorlukları yenecek
gerekli adımları atamadı. ABD, girişimcilik ve yüksek eğitim gibi alanlarda
gücünü koruyor. Fakat vergi hukuku, mali politikalar, eğitim sistemi başta
olmak üzere, birçok alandaki zayıflıklar, bu gücünü olumsuz etkiliyor. Bu
zorlukları aşabilmek için ABD'nin yön konusunda net bir strateji ve konsensüse
ihtiyacı var. Hükümet çok önemli bir rol oynayacak, fakat asıl görev iş
dünyasına düşüyor.
İyi para kazanmayan ve sürekli
olarak gelişme gösteren bir işgücü olmadığı sürece, ABD'nin diğer ülkelerle
rekabet edebilmesi mümkün değil. ABD'li şirketler çalışanlarına yatırım yapmak
yerine, kısa vadeli kar etmeyi tercih ediyorlar; politika yapıcılar yüksek
işsizlik oranları ile yeterinde etkili bir şekilde ilgilenmiyor; insanların
büyük bir bölümü son 30 yıldır maaşlarında bir yükselme görmüyor; işçi
sendikalarının rolü ise iyice azalmış durumda. İstihdam piyasası sürdürülebilir
büyümeyi destekleyecek kalitede istihdam yaratmıyor. ABD iş dünyası ve ABD
ekonomisini ihtiyacı olan insan sermayesini yaratmanın önünde üç gerçek var:
i. İnsan sermayesine yatırım yapmak şirketlerin kısa vadeli çıkarlarını
temsil etmiyor.
ii. Yüksek verimlilik ve yüksek gelire ulaşmayı sağlayan
strateji ve uygulamalar şirketler ve sanayilerde yeterince yaygın değil.
iii. İnsan sermayesinin rekabetçi avantaj sağladığı yönünde yeterli yapıcı
diyalog yok.
*teknoloji-eğitim işbirlikleri bu eksikliğin giderilmesini önemli bir rol üstlenebilir.
*teknoloji-eğitim işbirlikleri bu eksikliğin giderilmesini önemli bir rol üstlenebilir.
3.ABD iş
ortamının şirketler için daha cazip hale getirilmesi gerekli
Yabancı
yatırımcıların fabrika kurmak için tercih ettiği bir ülke olmak, rekabetçiliğin
en önemli unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu tercih, istihdam, yatırım,
vergi geliri ve ekonomik kalkınmayı beraberinde getiriyor. Özellikle dinamik
ekonomilerde hükümetler, yatırım alanı olarak tercih edilen ülke olabilmek için
birbirleriyle yarışıyorlar. ABD ise son dönemlerde tercih edilen ülkeler
arasında ilk sıralara girmeyi başaramıyor. Bunun iki temel nedeni var.
Birincisi, ABD hükümetinin iş çevrelerinin yaşadıkları zorluklarla çok yakından
ilgilenmemesi. Uluslararası ticaret ve yatırım sistemine yönelik düzensizlikler
bu zorlukların başında geliyor. İkinci neden ise, ABD'deki maaşların düşük olması.
Tüketiciye uzaklık; yetenekli işgücü eksikliği de diğer nedenler arasında yer
alıyor.
4.Ar-Ge
ve imalat, inovasyonun ayrılmaz parçalarıdır
ABD'li
şirketlerin büyük bir bölümü imalat sürecinin inovasyonun bir bölümü olduğunu
düşünmüyor. Oysa imalat, inovasyon ile son derece yakından ilgili. Yöneticiler,
imalatın ürün geliştirme sürecindeki önemini anlamadıklarından, kaynaklandırma
ve fabrika yatırım kararlarını, maliyetlere odaklanan finans kriterleri
temelinde alıyorlar. Bunun sonucunda, ABD'de yaşanan imalat göçü, yerel
şirketlerin icatlarını yüksek kaliteli, katma değerleri ürünlere dönüştürme
yeteneklerini ortadan kaldırdı. Sonuç
olarak Ar-Ge ve imalatın, inovasyonun ayrılmaz parçalarıdır ve her ikisinin yan
yana olması gerekir.
5.Finansta, özel sektör disiplini ve inovasyona ihtiyaç var
Son 30
yıl içinde, ABD finans sektörü dünyadaki diğer tüm ekonomilerden daha hızlı
büyüdü. Bu sürede istihdam ve ücretlerde önemli kazançlar sağlandı. Fakat
finans sektörünün hem ABD hane halkının hem de şirketlerin ihtiyaçlarına hizmet
vermesi gerekirken, bu kapsamda gösterdiği performansta bazı dengesizlikler
yaşandı. Sektörün büyümesi ABD kuruluşlarına yarar sağladı ve bu kuruluşlar
dünyanın en derin sermaye piyasalarına ulaşabildiler. Fakat finans sektöründe
önemli sorunlar gündeme geldi.
i. ABD finans sistemi 30 yıl öncesinde
kıyasla daha istikrarsız.
ii.Finans sektörü çok daha verimli yatırımlar
yerine konut sektörüne trilyonlarca dolar yönlendirdi.
iii.Profesyonel yatırım yönetiminin maliyeti çok yüksek. Bu çatlakları kapatmak, düzenlemede değişikliklerin yanı sıra, özel sektör disiplini ve inovasyon da gerektirecek.
iii.Profesyonel yatırım yönetiminin maliyeti çok yüksek. Bu çatlakları kapatmak, düzenlemede değişikliklerin yanı sıra, özel sektör disiplini ve inovasyon da gerektirecek.
*ABD'nin
demokrasi kültürünü canlandırması gerekiyor
ABD
rekabetçiliğinin siyasi sistemin sağlığı ile ilgili olduğunu ve bu sistemin,
hükümetin rolüne yönelik derin ideolojik farklılıklar nedeniyle çöktüğünü
düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Her ne kadar hükümetin rolüne yönelik
görüşlerdeki farklılıklar bugüne kadar iş dünyasındaki dinamizmin artmasına
katkıda bulunsa da, bugün yaşanan zorun daha farklı. O da siyasetin bir savaş
gibi algılanması. İdeolojik farklılıkların eskiden yapıcı olmasının nedeni,
demokrasi kültürü içinde masaya yatırılmaları idi. Farklı düşüncelere sahip
kişi ve gruplar birlikte çalışmak isterlerdi, çünkü hepsinin önceliği
demokrasinin sağlıklı olmasıydı. Bugün ise bu kültür oldukça zor bir testten
geçiyor. Çözüm, ideolijik farklılıkları ortadan kaldırmak değil. Bu farklıklar
yok olmaz, yok olmaları da bir kayıp olur. Bunun yerine, ABD'nin demokrasi kültürünü
canlandırması gerekiyor. Bunun gerçekleşmesinde de, iş dünyasına büyük bir rol
düşüyor.
kn: dunya gazetesi
kn: dunya gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder