Basit Ol! Gerçek Ol! Doğru Zamanda Ortaya Çık!
Pazarlama dünyasında son 30 yıla damgasını vuran
"konumlama" veya "positioning" kavramını Al Ries'la
birlikte yaratan pazarlama ustası Jack Trout sonunda İstanbul'daydı... MediaCat
Dergisi tarafından düzenlenen Marketing Forum 2011'in konuğu olarak gelen
Trout, "Yalın ve Apaçık - Büyük strateji" başlıklı konuşmasında
pazarlamacılara kafa karışıklığından kurtulup basit, sade ve "apaçık"
olan stratejiyi keşfetmenin yollarını anlattı. Hatırlarsınız geçen yıl da
Marketing Forum'un konuğu olarak Al Ries'ı ağırlamış ve yönetim kurullarında
analitik düşünceyle bütünsel düşüncenin, yöneticiyle pazarlamacının savaşını
dinlemiştik.
Çok kısaca, "bir ürünü, hizmeti, markayı, kişiyi veya
fikri kimin satın alacağının belirlenmesi" olarak tanımlayabileceğimiz
"konumlama" ilk kez Trout'un Haziran 1969'da Industrial Marketing
adlı dergi için yazdığı makalede ortaya koyduğu bir kavram. Ancak bu kavram
1981'de Trout ve Ries'in kaleme aldıkları "Positioning: The Battle for
Your Mind" adlı kitapla popülerleşiyor ve dilimize yerleşiyor. Jack Trout
"Konumlama eskisi kadar önemli mi?" sorusuna "Eskisinden daha
önemli" diye yanıt veriyor ve ekliyor; "Biz bu kitabı yazdığımızda
rekabet yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştı, bugünün dünyasındaki rekabet
koşullarında konumlama çok daha önemli hale geldi".
Trout, çok az sektörde "farklılaşma" olduğunu,
temel sorunun birbirinden farksız hale gelen ve kıyasıya fiyat rekabeti içinde
ürünlerin "emtialaşması" olduğunu düşünüyor. 1981'den bu yana çığ
gibi büyüyen pazarlama kitaplarının, pazarlamacıların kafasını karıştırmaktan
başka bir işe yaramadığını söyleyen Trout'a göre herkes basit ve aşikar olanı
arıyor ve bu basitliğin yolu da öncelikle "konumlama"dan geçiyor. Trout,
aşikar fikirlere veya kitabındaki başlıkla "Pazarlamanın aşikar olan
sırları"na ulaşmak için fikirlerin beş testten geçmesi gerektiğini
söylüyor. Araya girmeden aktaralım...
1. Test; Problem, çözüldüğünde basit olmalıdır.
Yani, bir pazarlama sorununu çözüme kavuşturduğunuzda,
bulduğunuz çözümün o sorun hakkında "Ne kadar da basitmiş" dedirtmesi
gerekiyor. İnsan zihni karmaşadan nefret eder. Örneğin içinde E vitamini olan
bir deodorantın reklamında "inanılmaz" diyorsanız orada bir sorun var
demektir. Çünkü "inanılmaz" dediğine göre ürünle ilgili reklam
yazarınız bile ikna olmamış demektir. İnsanlar yalınlığı sever ve kafa
karışıklığından kaçar. Size her zaman "olaya her açıdan bakın"
deseler de inanmayın, yalnızca soruna odaklanın. "her açıdan bakmak"
sizi karmaşaya götürür, oysa soruna odaklandığınızda seçenekleriniz azalır ve
çozüm sadeleşir. Tıpkı Volvo'nun yalnızca "emniyet" sorununa
odaklanıp başarılı olması, emniyetle taban tabana zıt, üstü açık araba üretince
çuvallaması gibi.
2. Test; Fikriniz insan doğasına uygun mu?
İnsanoğlu güvensiz bir varlıktır ve onun için her satın alma
kararı beş temel riski barındırır; parasal risk, işlevsellik riski, güvenlik
riski (fiziksel olarak güvenli mi?), sosyal risk (çevrem ne der?) ve psikolojik
risk (tatmin olur muyum?). İnsanlar bu nedenle yakınları, arkadaşları ne
alıyorsa onu almayı tercih ederler. Bu yüzden de "sürüye katılma"
davetleri her zaman etkilidir. "Bizi herkes kullanıyor" demek veya
testimonial reklamlarda olduğu gibi, birilerinin sizi o ürünü kullanmaya davet
etmesi her zaman etkilidir. Bir de insanlar, kendilerinden zevk ve kalite
olarak üstün olanları kopyalama eğilimindedir. Bu nedenle referans vemek de çok
önemlidir. Sporcular, sanatçılar, ünlü kişilerin referansı insanları harekete
geçirir.
3. Test; Düşündüğünüz bu apaçık fikri bir kağıda yazın
Bu çok önemli bir testtir. İyi pazarlamacılar iyi öykü
anlatır. Bir Holywood yapımcısı, film projesi olduğunu söyleyenlere
kartvizitini verir, fikrini kartın arkasına yazıp kendisine göndermesini isterdi.
"Benim fikrim buraya sığmaz" diyenlere ise, "sığdıramıyorsan işe
yaramıyordur zaten" cevabını verirdi. Mesajınızı 4-5 kelimeye, hatta bir
kelimeye indirin. Eğer "sürüş" kelimesinin BMW'yi hatırlatması gibi
yalnızca bir kelime sizi hatırlatıyorsa işi kopartmış, en yalın fikre
ulaşmışsınız demektir.
4. Test; Fikriniz insanların zihninde bir patlama yaratıyor
mu?
Fikriniz insanların zihninde bir ışık yakıyor mu? Bu çok
önemlidir çünkü insanların zihni savaş alanı gibidir. Pazarlama savaşı da
insanların kafasında yaşanır. Bu savaşı kazanmak için insanların zihninin nasıl
çalıştığını iyi bilmek gerekir. Pazarlama denen şey, sizi rakiplerden
farklılaştıran şeydir. İnsan zihninin nasıl çalıştığını anlarsanız kendinizi
farklılaştırırsınız. Sloganlar bazen farklılaştırmayı sağlar, bazen de hiç bir
şey sağlamaz. Farklılaşabilmek için bir kaç yol kullanılabilir. iddianızda
gerçek olmanız, tüketiciye "sihirli" bir formül sunmanız, faaliyet
alanınızda "ilk" olmanız, "yeni" olmanız, "lider"
olmanız, "uzman" olmanız size farklılaşma gücü verir.
5. Test; Acaba doğru zamanda mıyız?
Pazarlama stratejlerinin çoğu ya erken başlar ya da geç
kalır. Yalınlıktan emin olduktan sonra yapacağınız en önemli şey zamanlamayı
kollamaktır. Örneğin Lotus firması Lotus 1-2-3'le "form"
(spreadsheet) kavramını insanların beynine kazıdı. Ancak bu konu önemini
kaybettikten sonra bu kez de çok sayıda insanın aynı doküman üzerinde
çalışabileceği "Groupware" kavramını ortaya attı ve bu alanda büyüdü.
Çünkü bunun zamanı gelmişti.
Jack Trout'un farklılaşma formüllerini yine Trout'un
aktardığı ünlü yönetim gurusu Peter Drucker'ın bir sözüyle bitirelim:
"Bir şirketin amacı müşteri yaratmaktır. Ve bir şirketi
iki temel fonksiyon ayakta tutar. bir pazarlama, iki inovasyon. Gerisi
maliyettir."
Kn: dünya gazetesi, Güventürk Görgülü, Pazarlama 3.0
Kn: dünya gazetesi, Güventürk Görgülü, Pazarlama 3.0
Yorumlar
Yorum Gönder