Kurtuluş Savaşı: Gazal çalışmayan topla Urania şilebini ele geçirdi!
Türk Ordusu'nun Batı Anadolu'daki geniş harekatı, 1922 yılının Ekim ayı başında tamamlanmıştı. Ankadar Hükümeti, Mudanya'da yapılması planlanan mütareke için hazırlık yapıyordu. Ancak Yunan kara güçleri etkisiz hale getirilmesine rağmen, özellikle Karadeniz ve Marmara'da işgal güçlerine ait savaş gemileri etkin durumda bulunuyordu.
Özellikle Romanya ve Bulgaristan kıyılarından İstanbul'a taşınan mühimmatın durdurulması, Ankara'yı işgal güçleri karşısında daha da kuvvetli hale getirecekti. Bu nedenle, Karadeniz'de görev yapan gemilere öncelikle Yunan bandıralı ticaret gemilerini bulma, el koyma, gerekirse batırma emri verilmişti.
Amasra Bahariye kumandanlığı emrine verilen Gazal römorkörü de Batı Karadeniz'de nakliyat görevini sürdüren az sayıdaki Türk teknesinden biriydi. Sürekli seyir halinde bulunduğu için, ciddi bir bakım ve onarım görmemişti. Makine ve kazanlarında çnemli arızalar vardı. Seyir halindeyken aralıklarla makinelerini durdurarak kazan basıncını yüksek tutabiliyordu...
Ekim 1922'de, Gazal zorlu nakliyat görevlerinden birini üstlenmişti. Römorkörün komutanı Kıdemli Yüzbaşı Nazmi Bey, Tuna Nehri deltası ile İstanbul Bağazı arasındaki trafik rotalarında Yunan bandıralı ticaret gemilerini arayıp bulacak, ama düşman gemilerinin sayıca çok olduğu İstanbul Boğazı'na yaklaşmayacaktı.
Gazal, 7 Ekim 1922 gübü saat 11.00 sularında kuzeye doğru seyrederken, İstanbul Boğazı'nın 60 mil kuzeyinde Boğaz'a doğru seyreden bir ticaret gemisi gördü. Ticaret gemisine yaklaşılınca geminin adının Urania olduğu anlaşıldı. Yüzbaşı Nazmi Bey, Urania gemisinin kaptanından, geminin hangi ülkenin bayrağını taşıdığını, hareket limanını ve rotasını bildirmesini istedi. Şilep kaptanı, geminin Yunan bandıralı olduğunu, Köstence'den hareketle Boğaz rotasında ilerlediğini bildirerek, Yunan bayrağını çekti ve topunu şilebin köprü üstüne doğru çevirdi.
Yunan gemisinde büyük bir panik başladı. Yunanlı kaptan, direnmeden geminin teslim olduğunu bildirdi. 45 tonluk Gazal römorkörü, 2.200 tonluk şilebi ele geçirmişti.
Aslında Yüzbaşı Nazmi Bey, Yunanlı kaptana isteklerini bildirirken büyük bir riskin altına girmişti. Çünkü Gazal'a monte edilen top arızalı olduğundan çalışmıyordu. Ancak Mühendis Seyfi Bey, Topun üzerindeki brandayı o kadar hızlı ve karalı bir şekilde Urania'nın üzerine yönlendirmişti ki, Yunan şilebinin personeli tereddüt etmeden teslim olmak zorunda kalmıştı.
Nazmi Bey hemen Gazal'^dan bir filikayı denize indireterek Üsteğmen Sabri Bey'e Urania'yı teslim alması emrini verdi. Üsteğmen Sabri vey ve üç erden oluşan müsadere timi, Urania gemisinin köprüüstü, telsiz ve makine dairesini kontrol altına aldı. İngiliz karakolunun temas riskine karşı rota değiştirildi ve böylece 08 Ekim 1922'de Karadeniz Ereğli'ye ulaşıldı.
Ele geçirilen 2.200 tonluk Urania şielbindeki kereste ve karpite el konuldu. Gerekli hukuki işlemler tamamlanarak, gemiye Türk bayrağı çekildi ve "Samsun" ismi verildi. Karadeniz'deki nakliyat çalışmalarına katılmak üzere Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Komutanlığı'na verilen Samsun gemisi, 22 Ekim 1922'de vardığı Trabzon Limanı'nda 2.200 ton kereste ve 55 ton karpitten oluşan yükünü boşalttı. Ardından limandaki atölyede bakımı yapıldı. Urania şilebi bu tarihten sonra "Samsun" adıyla görev yaptı ve savaştan sonra da Seyr-i Sefain idaresine devredildi.
Türk insanı Kurtuluş Savaşı'nda savaşçı, insani ve cesur bir karakter sergilemiş, yukardaki olayda olduğu gibi özveriyle birçok eksikliği yoktan var etmişlerdir. Böylece, emperyalizmin kamyonunu kağnılarıyla defetmiştir.(Benzer tabiri, zamanın Fransız Dışilişkileri Bakanı: "kuzum şimdi siz emperyalizmin kamyonunu şu kağnılarınız ile geçebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? -Tren içinde seyahat ederken, kağnı ile malzeme taşıyan kadınları göstererek--konu kapitülasyonlar idi.-" demiştir.)
Hepsinin ruhunu saygıyla anıyorum.
Bayramımız kutlu olsun!
kaynak: Savaş Aldatmaları, M.Günsev
Şu Çılgın Türkler, T. Özakman
Özellikle Romanya ve Bulgaristan kıyılarından İstanbul'a taşınan mühimmatın durdurulması, Ankara'yı işgal güçleri karşısında daha da kuvvetli hale getirecekti. Bu nedenle, Karadeniz'de görev yapan gemilere öncelikle Yunan bandıralı ticaret gemilerini bulma, el koyma, gerekirse batırma emri verilmişti.
Amasra Bahariye kumandanlığı emrine verilen Gazal römorkörü de Batı Karadeniz'de nakliyat görevini sürdüren az sayıdaki Türk teknesinden biriydi. Sürekli seyir halinde bulunduğu için, ciddi bir bakım ve onarım görmemişti. Makine ve kazanlarında çnemli arızalar vardı. Seyir halindeyken aralıklarla makinelerini durdurarak kazan basıncını yüksek tutabiliyordu...
Ekim 1922'de, Gazal zorlu nakliyat görevlerinden birini üstlenmişti. Römorkörün komutanı Kıdemli Yüzbaşı Nazmi Bey, Tuna Nehri deltası ile İstanbul Bağazı arasındaki trafik rotalarında Yunan bandıralı ticaret gemilerini arayıp bulacak, ama düşman gemilerinin sayıca çok olduğu İstanbul Boğazı'na yaklaşmayacaktı.
Gazal, 7 Ekim 1922 gübü saat 11.00 sularında kuzeye doğru seyrederken, İstanbul Boğazı'nın 60 mil kuzeyinde Boğaz'a doğru seyreden bir ticaret gemisi gördü. Ticaret gemisine yaklaşılınca geminin adının Urania olduğu anlaşıldı. Yüzbaşı Nazmi Bey, Urania gemisinin kaptanından, geminin hangi ülkenin bayrağını taşıdığını, hareket limanını ve rotasını bildirmesini istedi. Şilep kaptanı, geminin Yunan bandıralı olduğunu, Köstence'den hareketle Boğaz rotasında ilerlediğini bildirerek, Yunan bayrağını çekti ve topunu şilebin köprü üstüne doğru çevirdi.
Yunan gemisinde büyük bir panik başladı. Yunanlı kaptan, direnmeden geminin teslim olduğunu bildirdi. 45 tonluk Gazal römorkörü, 2.200 tonluk şilebi ele geçirmişti.
Aslında Yüzbaşı Nazmi Bey, Yunanlı kaptana isteklerini bildirirken büyük bir riskin altına girmişti. Çünkü Gazal'a monte edilen top arızalı olduğundan çalışmıyordu. Ancak Mühendis Seyfi Bey, Topun üzerindeki brandayı o kadar hızlı ve karalı bir şekilde Urania'nın üzerine yönlendirmişti ki, Yunan şilebinin personeli tereddüt etmeden teslim olmak zorunda kalmıştı.
Nazmi Bey hemen Gazal'^dan bir filikayı denize indireterek Üsteğmen Sabri Bey'e Urania'yı teslim alması emrini verdi. Üsteğmen Sabri vey ve üç erden oluşan müsadere timi, Urania gemisinin köprüüstü, telsiz ve makine dairesini kontrol altına aldı. İngiliz karakolunun temas riskine karşı rota değiştirildi ve böylece 08 Ekim 1922'de Karadeniz Ereğli'ye ulaşıldı.
Ele geçirilen 2.200 tonluk Urania şielbindeki kereste ve karpite el konuldu. Gerekli hukuki işlemler tamamlanarak, gemiye Türk bayrağı çekildi ve "Samsun" ismi verildi. Karadeniz'deki nakliyat çalışmalarına katılmak üzere Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Komutanlığı'na verilen Samsun gemisi, 22 Ekim 1922'de vardığı Trabzon Limanı'nda 2.200 ton kereste ve 55 ton karpitten oluşan yükünü boşalttı. Ardından limandaki atölyede bakımı yapıldı. Urania şilebi bu tarihten sonra "Samsun" adıyla görev yaptı ve savaştan sonra da Seyr-i Sefain idaresine devredildi.
Türk insanı Kurtuluş Savaşı'nda savaşçı, insani ve cesur bir karakter sergilemiş, yukardaki olayda olduğu gibi özveriyle birçok eksikliği yoktan var etmişlerdir. Böylece, emperyalizmin kamyonunu kağnılarıyla defetmiştir.(Benzer tabiri, zamanın Fransız Dışilişkileri Bakanı: "kuzum şimdi siz emperyalizmin kamyonunu şu kağnılarınız ile geçebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? -Tren içinde seyahat ederken, kağnı ile malzeme taşıyan kadınları göstererek--konu kapitülasyonlar idi.-" demiştir.)
Hepsinin ruhunu saygıyla anıyorum.
Bayramımız kutlu olsun!
kaynak: Savaş Aldatmaları, M.Günsev
Şu Çılgın Türkler, T. Özakman
Yorumlar
Yorum Gönder