47 Ronin'in Hikayesi
Kırk-Yedi Ronin'in teması, bir insanın efendisine olan giri'si etrafında gelişir. Japonların görüşüyle bu tema giri ile chu (imparatorluğa olan saygı), giri ile doğruluk, -giri sonunda kesinlikle başarıya ulaşır.- arasındaki çatışmayı ortaya koyar. Bu, bugünkü Japonların erkekleri mert olarak düşündükleri ve giri için hiçbir isteksizliğin duyulmadığı, seve seve yerine getirildiği 1703 yılının derebeylik dönemine ait tarihi bir hikayedir. Kırk yedi kahraman her şeylerini, şereferini, babalarını, karılarını, kız kardeşlerini, doğruluğu giri uğruna feda ederler. Nihayet intihar etmek suretiyle de kendi hayatlarını chu uğruna feda etmiş olurlar.
-Japon milletini en iyi aksettiren destandır. Toplum içindeki ahlak yapılarını, topluma olan sorumluluklarını işler. Bunlar genel olarak "giri: izzetinefis ; insan karakteri her ne türlü zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın, kendini kontrol altına almasıdır. Japonlar için bir yaşam kaidesidir. Bir erdem olarak telaffuz edilir.-
***
Lord Asano, bütün daimyoların Shogunluğa olan bağlılıklarını göstermek üzere, belli zamanlarda bir araya gelerek yapmış oldukları merasimi idare etmek için, Shogun tarafından tayin edilen iki daimyodan biriydi. Her ikisi de taşralıydı ve görgü kurallarını öğrenmek için sarayın pek kıymetli bir daimyosu olan Lord Kira'ya başvurmaları gerekiyordu. Hikayenin kahramanı olan ve Lord Asano'nun her zaman fikir danıştığı en tecrübeli ve bilgili retaineri Oishi, o sırada maalesef köyde bulunuyordu ve Asano, Kira'nın öğrettikleri şeylere karşılık olarak yeterince hediye vermeyi, tecrübesizliğinden dolayı, bilememişti. Kira'nın görgü kurallarını öğretmekte olduğu diğer daimyonun retainerları ise tecrübeliydiler ve Lord Kira'ya bol bol hediyeler verdiler. Lord Kira, bu yüzden Lord Asano, o büyük merasim gününde böyle bir elbise giyerek ortaya çıktı, aşağılandığını anlayınca da kılıcını çekti ve başkalarının araya girmesine zaman bırakmadan, Kira'yı alnından yaraladı. Şerefli bir insan olarak Asano'nun Kira'dan kendisini tahkir ettiği için intikam alması bir vazife - ismi için olan giri'si- idi, fakat Shogunun sarayında kılıcını çekmesi chu'ya karşı gelen bir hareketti. Lord Asano ismi için olan giri'de faziletli bir kimse olarak hareket etmişti, fakat chu'yu yerine getirebiklmek için de harakiri(seppuku) kaidelerine uyarak kendisini öldürmesi gerekecekti. Evine çekildi ve geçireceği büyük imtihan için hazırlandı; sadece en tecrübeli, bilgili ve en sadık retaineri Oishi'nin dönüşünü beklemekteydi. Oishi dönünce birbirlerine uzun uzun bakarak veda ettiler, Lord Asano gereken şekilde kılıcını kanına batırdı, böylece hayatına kendi eliyle son verdi. Akrabalarından hiçbiri chu'ya aykırı hareket eden ve Shogunluğun öfkesine hedef olan ölü Lordun yerine geçmeyi istemediği için, Asano'nun bütün tımarı müsadere edildi ve bu suretle retainerler efendileri olmayan birer ronin oldular.
Giri'nin insana yüklediği mükellefiyetlere göre, Asano'nun samurai retainerları da, ölen efendileri için aynı şekilde harakiri yapmak mecburiyetindeydiler. Efendilerinin ismi için olan giri uğrunda yaptığını, kendileri de efendileri için yapmış olsalardı, Kira'nın efendilerini aşağılamasını protesto etmiş olacaklardı. Fakat Oishi, harakirinin, giri'yi ifade etmek için çok basit bir hareket olduğuna kaniydi. Onlar, Asano'nun yüksek mevki sahibi olan düşmanından, retainerların araya girmiş olması yüzünden alamadığı intikamı almalıydılar; Lord Kira'yı öldürmeliydiler. Bu ise sadece chu'ya aykırı hareket etmekle mümkün olabilirdi. Lord kira'nın Shogunluğa olan yakınlığı dolayısiyle, roninler intikam alabilmek için hükümetten resmen müsaade isteyemiyorlardı. Genellikle intikam almak isteyen bir zümre, intikam tarihini tesbit etmek ve ne şekilde intikam alınacağını tasarlamak, yahut da intikam teşebbüsünden büsbütün vazgeçmek için Shogunlukla temasa geçmek zorundaydı. Bu şekilde pek çok insan chu ile giri'yi uzlaştırma bahtiyarlığına erişmişlerdi. Oishi bu usulün kendisi ve arkadaşları için uygun olmadığını biliyordu. Bunun için bir zamanlar Asano'nun samurai retainerleri olan roninleri bir araya topladı, fakat Kira'yı öldürme planından söz etmedi. Üç yüzden fazla ronin vardı ve 1940 yılında Japon okullarında okutulan hikayeye göre hepsi harakiri yapmayı kabullenmişlerdi. Fakat Pishi, roninlerin hepsinin sınırlandırılmamış giri'ye, Japonların ifadesiyle "samimiyetle, canıgönülden yerine getirilen giri'ye sahip olmadığını biliyordu. Bunun için de Kira'ya karşı girişilen kan davasıyla ilgili tehlikeli mecrada, onlara ne derece güvenebileceğini kestiremiyordu. Alelade giri sahipleriyle giri'yi samimiyetle yerine getirenleri birbirinden ayırmak için, Oishi, onları efendilerinin şahsi gelirini nasıl bölüşücekleri konusunda bir denemeye tabi tuttu. Japon anlayışına göre böyle bir teşebbüs, sanki daha önceden intihar etmeye karar verilmemiş gibi yapılacak bir deneydi; bundan aileleri faydalanmış olacaktı. Malın esas itibariyle ne şekilde bölüneceği konusunda roninler arasında büyük bir anlaşmazlık vardı. Retainerler arasında en çok para alan başkahyaydı ve gelirin, eski aldıkları, maaşlara göre bölünmesini isteeyn gruba o başkanlık ediyordu. Oishi ise gelirin hepsi arasında eşit olarak bölünmesini isteyen grubun başında bulunuyordu. Alelade giri'ye sahip olan roninlerin kimler olduğu tesbit edilir edilmez, Oishi başkahyanın mal bölümü için olan planını kabul etti ve arkadaşlarından ayrılanları serbest bıraktı. Başkahya da ayrıldı ve bu suretle "köpek samurai, "igir bilmeyen adam" ve rteddolunmuş adam lakabını kazandı. Oishi, sadece kırk yedi kişiyi giri bakımdan, kan davası konusundaki intikam planını açacak kadar kuvvetli buldu. Oishi ile birleşen bu kırk yedi kişi vaatlerini yerine getirme konusunda, hiçbir şeyin, ne inancın, ne sevginin, ne de gimu'nun onlara engel olamıyacağına yemin ettiler. Giri onlar için en üstün kanundu. Kırk yedi kişi parmaklarını kestiler ve bir kan yemini ile birleştiler.
İlk iş, Kira'nın herhangi bir şey sezmesine engel olmaktı. Bunun için dağıldılar ve kendilerine yakışmayan birtakım hareketlerde bulundular. Oishi sık sık en kötü genelevlere gidiyor ve yakışık almayan kavgalar çıkarıyordu. Rol icabı kendisini tamamiyle verdiği bu hayatı yaşarken karısını boşadı. Böyle bir hareket, kanuna karşı gelerek kötü hareket etmiş herhangi bir Japonun, karısının ve çocuklarının kendi yaptıklarından mesul tutulmamaları için yaptığı, adet haline gelmiş ve tamamen yerinde bir hareketti. Oishi'nin karısı büyük bir üzüntüyle ondan ayrıldı, fakat oğlu roninlere katıldı.
Bu kan davası bütün Tokyo'yu meşgul ediyordu. Roninlere hürmet besleyenlerin hepsi onların Lord Kira'yı öldürmeğe teşebbüs edeceklerine inanıyodu. Fakat bu kırk yedi kişi böyle bir niyetleri olduğunu açığa vurmuyorlardı. Giri bilmeyen kimseler gibi davranıyorlardı. Bu gibi şeref kırıcı hareketlerden dolayı canları fena halde sıkımış olan kayınpederler onları evlerinden kovuyor, evliliklerini feshediyor, arkadaşları da onlarla alay ediyordu. Bir gün, Oishi'nin yakın arkadaşlarından biri onu sarhoş bir halde ve kadınlarla eğlenirken gördü ve Oishi, onun yanında bile efendisi için olan giri'sini inkar etti. "Öç almakmı?, bu aptallıktır, bir insan hayattan zevk almalı. İçmekten ve eğlenmekten daha iyi bir şey yoktur." dedi. Arkadaşı bu sözlere inanmadı ve Oishi'nin kılıcını, kınından çekip çıkardı; kılıç parlak olsaydı, Oishi'nin yalan söylediğini anlayacaktı. Ne yazık ki kılıç paslıydı. İnanmak zorunda kalmıştı ve caddenin ortasında sarhoş Oishi'yi tekmeledi ve tokatladı.
Roninlerden biri, kan davasına iştirak edebilmek için, lüzumlu parayı temin edebilmek maksadıyla karısını bir fahişe olarak satmıştı. Bu kadının roninlerden biri olan erkek kardeşi, kız kardeşinin kan davasından haberdar olduğunu anlamış ve onu kendi kılıcıyla öldürmeğe niyet etmişti, çünkü bu hareketle sadakatini isbat edebileceğine ve Oishi'nin onu, Kira'dan öç alacaklara dahil edeceğine inanıyordu. Bu başka ronin kayınpederini öldürdü, diğeri Lord Kira'ya ne zaman saldırabileceklerini öğrenmek maksadiyle kız kardeşini ona hizmetçi ve odalık olmak üzere, saraya yolladı. Bu hareket de o kızın, öç alındıktan sonra intihar etmesini gerektiriyordu, çünkü o da Lord Kira'nın tarafını tutar göründüğü için hata işlemişti, bunu hayatıyla ödemek zorundaydı.
Karlı bir gecede, 14 Aralık'ta, Kira bir sade toplantısı yapmış ve muhafızlar sarhoş olmuşlardı. Roninler kaleye hücum ettiler, muhafızları yendiler ve doğrudan doğruya Lord Kira'nın yatak odasına gittiler. Kira odada yoktu, fakat yatağı hala sıcaktı. Roninler onun yakın bir yerde saklandığını anladılar. Kömürlük olarak kullanılan bir yerde, yere çökmüş bir adam buldular. Roninlerden biri mızrağı kulübenin duvarına attı, fakat mızrağı geri çektiği zaman üzerinde kan lekesi görülmedi. Halbuki mızrak Kira'ya batmıştı, Kira, mızrak geriye çekilirken kimonosunun koluyla kanı silmişti. Kira'nın yaptığı hila fayda etmedi. Roninler onu dışarı çıkmağa zorladılar. O kendisinin Kira olmadığını, başkahya olduğunu iddia etti. Tam bu sırada kırk yedi kişiden biri Asano'nun, Shogun'un sarayında Kira'yı yaralamış olduğunu hatırladı. Bu yara iziyle onu tanıdılar ve derhal harakiri yapmaya zorladılar. Kira harakiri yapmayı reddetti. -bu da onun gerçekten bir korkak olduğunu gösteriyordu.- Roninler Kira'nın başını efendilerinin harakiri yaparken kullandığı kılıçla kestiler, sonra merasimle kılıcı yıkadılar ve işlerini bitirdikten sonra da, iki kere kana bulanmış olan kılıcı ve koparılan başı Asano'nun mezarına götürmek üzere kafile halinde yola çıktılar.
Bütün Tokyo roninlerin yaptıkları işten dolayı büyük bir hayranlık ve heyecan içerisindeydi. Roninlerden şüphe etmiş olan aileleri ve kayınpederleri onları kucakladılar ve önlerine hürmetle eğildiler. Büyük lordlar yol boyunca onlara misafirperverlik gösterdiler. Roninler mezara gittiler. Kılıcı ve Kira'nın kesik başını oraya bıraktılar, ayrıca efendileri için hazırlamış oldukları ve hala saklanmakta olan metni ortaya koydular.
"Biz bugün buraya saygı duruşu için geldik... Sizin tarafınızdan başlanmış olan intikamı fiilen tamamlamadan huzurunuza çıkmaya cesaret edemedik. Beklediğimiz her gün bize üç sonbahar gibi geldi... Lord Kira'yı mezarınıza kadar getirdik. Geçen yıl çok fazla değer kazandırmış olduğunuz ve bize emanet ettiğiniz bu kılıcı şimdi geri getirdik. Onu almanız ve düşmanlarınızın başına bir defa daha vurmanız ve nefretinizi ebediyyen gidermeniz için size yalvarıyoruz. Kırk yedi kişi bunu size hürmetle sunmaktadır."
Giri ödenmişti... Fakat hala chu'yu ödemek mecburiyeti vardı. Öldükleri takdirde her ikisi de yerine getirilebilecekti. Gizli olarak kan davası gütmeyi yasak eden Devlet kanunlarına aykırı hareket etmişlerdi, fakat hiçbir şekilde chu'ya karşı gelemezlerdi. Chu adına onlardan istenen her şeyi yerine getirmeleri gerekirdi. Shogunluk kırk yedi kişinin harakiri yapmasını emretti. Beşinci sınıf öğrencileri için olan Japon okuma kitaplarının yazıdığı gibi:
"Efendilerinin öcünü almak üzere harekete geçmiş oldukları için, doğru yoldan ayrılmayan giri'leri asırlar boyunca örnek olarak kalmağa layıktır. Bunun için Shogunluk uzun görüşmelerden sonra harakiri yapmalarını emretti ki, bu da bir taşla iki kuş vurmak demekti."
***
Japonlar, şahsi saadete kıymet vermeyen ve mükellefiyetleri yerine getiren kimseleri kuvvetli bulurlar. Onlara göre ferdin kuvvetli bir karaktere sahip olduğu, isyan etmesiyle değil de itaat etmesiyle anlaşılır.
(47 ronin mezarlığı)
Japon kültüründen temel kavram ve sözcükler;
-Daimyo: derebeyi
-chu: imparatora sadakat
-ai: özellikle üstün mevki sahibi olan kimsenin kendisine bağlı olan şahsa karşı beslediği sevgi
-bushido: samurainin yolu
-geisha: özel olarak terbiye edilmiş fazlasıyla itibar gören kibar ve zarif fahişe
-gi: doğruluk
-giri: bir nevi Japon mükellefiyeti
-gimu: bir nevi Japon mükellefiyeti
-haji: utanç
-haraki'ri veya seppuku: samuray adap ve prensiplerine göre intihar.
-jen: iyi olan insani münasebetler
-jicho: izzetinefis sahibi olma; ihtiyatlı olma.
-judo: bir jujitsu şekli, Japon güreşi
-jujitsu: Japon güreşi
-kami: ilahi varlığı ifade etmek için kullanılan bir Şinto terimi.
-kamuka'ze: "kutsal rüzgar" 13.yüzyılda Cengiz han'ın istilaya teşebbüs eden donanmasını geri püskürten ve harap eden kasırga.
-kino do ku: "teşekkür ederim"; büyük bir üzüntü içindeyim
-ko: evladın ana ve babasına karşı gösterdiği hürmet
-muga: terbiye görmüş kimselerin ulaştıkları merhale; kendi-kendini gözleyen benliğin bertaraf edilmesi
-nirva'na: kutsal olana ulaşma
-on: yüklenilmiş olan birtakım mükellefiyetler
-sake: pirinç birası
-satori: Budizm'deki aydınlanma
-zaibatsu: büyük iş, ekonomik hiyerarşi alanında nüfuz sahibi olan kimseler,
kn: "Krizantem ve Kılıç" sf:132-137
Yorumlar
Yorum Gönder