Feromon tutkunları
Feromon nedir?
- Feromonlar, bitki ve hayvanların salgıladığı, aynı türün üyelerince algılandığında davranışsal ve hormonal değişimlere yol açan kimyasal bir hormondur. Binlerce böcek türünün yanısıra çoğu omurgasız ve omurgalı canlı, bazı sosyal davranışlarını feromonlar aracılığıyla iletişim kurarak düzenliyor. Hormonların vücudumuzda sağladığı dokular arası iletişim ağında feromonlar aktif biçimde rol alıyorlar. Nitekim kimyasal iletişim kurabildiğimiz, bazı davranışsal deneyler ve gözlemler sonucu ile kanıtlandı. Ter, idrar ve tükürükte bulunan bazı steroid hormonlar, uçucu oldukları için insanlar arasındaki bu kimyasal iletişimi kurabiliyor. Örneğin, erkeklerin terinde bulunan androstenon, teste tabi tutulan bir grup kadın gönüllüye büyük oranda çekici gelmiş. Farklı bir örnek vermek gerekirse, beraber vakit geçiren herhangi bir grup kadının adet dönemlerinin senkronize olduğu, istatistiksel verilerle kanıtlandı. Steroidlerin, koku sistemi yoluyla feromonlarla ortaya çıkan benzer davranışsal ve hormonal değişiklere yol açtığı, domuz, kokarca, fare gibi memelilerde de kanıtlandı.
Kısacası kimyasal salgılarımızın anlaşılması dokular arası iletişim yollarımızı anlamlandırmamızı ve bir çok konuda öne sürdüğümüz 6ıncı hissimizi tanımlamamızı sağlayacak.
Örnekler:
-Denizkestaneleri ve balıklar, deniz suyuna salgıladıkları feromonlar sayesinde, türdeşlerinin eşey hücrelerini (sperm ve yumurta) suya bırakmalarını ve dolayısıyla çiftleşmeyi sağlıyor.
-Fareler ve filler dahil birçok memeli türü de, ürettikleri feromonu çoğu zaman idrarlarıyla çevreye yayıyor. Örneğin, bir fare, sadece potansiyel eşini değil, aynı zamanda tehlikeli bir avcının varlığını da çevresindeki feromonlar sayesinde algılıyor.
-Arılar, saldırıya uğradıklarında salgıladıkları feromonlar sayesinde daha etkili savunma yapabiliyor. Arı sokmasının ardından arı tarafından deriye enjekte edilen salgı sadece bir zehir değil, aynı zamanda tehlike habercisi olan ve kovandaki diğer arıları da saldırıya çağıran bir alarm feromonu. Katil arıların bu kadar tehlikeli olmalarının nedeni, daha zehirli olmaları değil, bu feromonu algılama eşiklerinin düşük olması.
- Karıncalar, belirledikleri yemek kaynağından yuvalarına giden yolu feromonlarla işaretleyip işçi karıncaların yuvaya yemek taşımalrını sağlıyor. Feromonlar uçucu kimyasallar olduğu için yemek kaynağı tükendikten sonra tekrar salgılanmadıkları takdirde, kısa süre sonra yok oluyor; böylece yeni izler sürülebiliyor. Bu, feromonların kimyasal özelliklerinin iletişim türüne de yön verdiğini gösteriyor.
-İpekböceği kelebeklerinin gövdelerinden ayrıştırılan bir salgının çok az bir miktarı bile, erkek kelebeklerin kanatlarını çılgınca çırpmalarına ve çiftleşme dansına başlamalarına yetiyor. Kimyasal olarak ayrıştırılabilen bu madde, dişi kelebeğin uzaktaki erkeklere çağrısı ve bir kaç kilometre öteden dahi etkili olabiliyor.
kn: ntvbilim
- Feromonlar, bitki ve hayvanların salgıladığı, aynı türün üyelerince algılandığında davranışsal ve hormonal değişimlere yol açan kimyasal bir hormondur. Binlerce böcek türünün yanısıra çoğu omurgasız ve omurgalı canlı, bazı sosyal davranışlarını feromonlar aracılığıyla iletişim kurarak düzenliyor. Hormonların vücudumuzda sağladığı dokular arası iletişim ağında feromonlar aktif biçimde rol alıyorlar. Nitekim kimyasal iletişim kurabildiğimiz, bazı davranışsal deneyler ve gözlemler sonucu ile kanıtlandı. Ter, idrar ve tükürükte bulunan bazı steroid hormonlar, uçucu oldukları için insanlar arasındaki bu kimyasal iletişimi kurabiliyor. Örneğin, erkeklerin terinde bulunan androstenon, teste tabi tutulan bir grup kadın gönüllüye büyük oranda çekici gelmiş. Farklı bir örnek vermek gerekirse, beraber vakit geçiren herhangi bir grup kadının adet dönemlerinin senkronize olduğu, istatistiksel verilerle kanıtlandı. Steroidlerin, koku sistemi yoluyla feromonlarla ortaya çıkan benzer davranışsal ve hormonal değişiklere yol açtığı, domuz, kokarca, fare gibi memelilerde de kanıtlandı.
Kısacası kimyasal salgılarımızın anlaşılması dokular arası iletişim yollarımızı anlamlandırmamızı ve bir çok konuda öne sürdüğümüz 6ıncı hissimizi tanımlamamızı sağlayacak.
Örnekler:
-Denizkestaneleri ve balıklar, deniz suyuna salgıladıkları feromonlar sayesinde, türdeşlerinin eşey hücrelerini (sperm ve yumurta) suya bırakmalarını ve dolayısıyla çiftleşmeyi sağlıyor.
-Fareler ve filler dahil birçok memeli türü de, ürettikleri feromonu çoğu zaman idrarlarıyla çevreye yayıyor. Örneğin, bir fare, sadece potansiyel eşini değil, aynı zamanda tehlikeli bir avcının varlığını da çevresindeki feromonlar sayesinde algılıyor.
-Arılar, saldırıya uğradıklarında salgıladıkları feromonlar sayesinde daha etkili savunma yapabiliyor. Arı sokmasının ardından arı tarafından deriye enjekte edilen salgı sadece bir zehir değil, aynı zamanda tehlike habercisi olan ve kovandaki diğer arıları da saldırıya çağıran bir alarm feromonu. Katil arıların bu kadar tehlikeli olmalarının nedeni, daha zehirli olmaları değil, bu feromonu algılama eşiklerinin düşük olması.
- Karıncalar, belirledikleri yemek kaynağından yuvalarına giden yolu feromonlarla işaretleyip işçi karıncaların yuvaya yemek taşımalrını sağlıyor. Feromonlar uçucu kimyasallar olduğu için yemek kaynağı tükendikten sonra tekrar salgılanmadıkları takdirde, kısa süre sonra yok oluyor; böylece yeni izler sürülebiliyor. Bu, feromonların kimyasal özelliklerinin iletişim türüne de yön verdiğini gösteriyor.
-İpekböceği kelebeklerinin gövdelerinden ayrıştırılan bir salgının çok az bir miktarı bile, erkek kelebeklerin kanatlarını çılgınca çırpmalarına ve çiftleşme dansına başlamalarına yetiyor. Kimyasal olarak ayrıştırılabilen bu madde, dişi kelebeğin uzaktaki erkeklere çağrısı ve bir kaç kilometre öteden dahi etkili olabiliyor.
kn: ntvbilim
Yorumlar
Yorum Gönder