Türkiye nerelere gidecek (enerji üzerine)
Petrolün alternatifi halen mevcut değildir. Bu aşamada ancak, kısmi bir ikameden söz etmek mümkündür. Bu ikameyi sağlayabilecek kaynakların kesintiye uğramadan, kolay, ucuz ve yedek desteğe ihtiyaç duymadan insanoğlunun enerji ihtiyacını tamamen karşılaması ihtimali ise çok azdır.
Bugün dünya birincil enerji tüketiminde en büyük payı %40'a yaklaşan oranda petrol oluşturmaktadır. Günde 84 milyon varil tüketiminin yarısı ulaşım sektöründe tüketilmektedir. Bilinen kaynakların 50 yıllık bir ömrü kaldığı vurgulanmaktadır. En iyi şartlarda tükettiğimiz 2 varil başına 1 varil keşfedebiliyoruz. Petrolün en iyi alternatifi olan hidrojenin 50 yıl zarfında tamamıyla petrolün yerini doldurması beklenmektedir. Dolayısıyla ucuz petrol devri -petrol talebinin artışıyla- son bulacaktır. Araştırmalara göre, üretim ve tüketim dengesi yaklaşık 2025 yılı itibariyle kötümser bir sürece girecektir. Arz'ın talebi karşılayamayacağı düşünülmektedir. Petrolün yerini alternatif enerji kaynakları ile dolduramadığımız taktirde büyük sıkıntılar yaşayacağımız açıktır. Petrol talebinin artışıyla ihraç eden ülkeler daha çok kazanacaktır. Ancak, petrole bağımlı olan ülkeler ekonomik anlamda tüm ürün ve servis hizmetleriyle istedikleri istihdamı yaratamayacaklardır. Bu açıdan Türkiye'ye bakıcak olursak, ülkemiz enerji tüketiminin birinci kalemi %38 ile petroldür. Ham petrolde meydana gelen 1$'lık artışın ithalat faturamıza getirdiği ek yük 170M$ üzerindedir. Cari açığımız, enerji ihtiyacımızın %75'ini ithal etmemiz ve alternatif enerji adına bir plana sahip olamayışımız en büyük problemlerimizdir. Enerji insan yaşamının ve ekonominin en temel ihtiyacıdır. Sürdürülebilirlik adına tasarruflu ve geri döşülebilir bir stratejiyle yoluna devam etmelidir.
kaynak: enerji sektörünün geleceği ve
alternatif enerji kaynakları ve Türkiye'nin önündeki fırsatlar
Bugün dünya birincil enerji tüketiminde en büyük payı %40'a yaklaşan oranda petrol oluşturmaktadır. Günde 84 milyon varil tüketiminin yarısı ulaşım sektöründe tüketilmektedir. Bilinen kaynakların 50 yıllık bir ömrü kaldığı vurgulanmaktadır. En iyi şartlarda tükettiğimiz 2 varil başına 1 varil keşfedebiliyoruz. Petrolün en iyi alternatifi olan hidrojenin 50 yıl zarfında tamamıyla petrolün yerini doldurması beklenmektedir. Dolayısıyla ucuz petrol devri -petrol talebinin artışıyla- son bulacaktır. Araştırmalara göre, üretim ve tüketim dengesi yaklaşık 2025 yılı itibariyle kötümser bir sürece girecektir. Arz'ın talebi karşılayamayacağı düşünülmektedir. Petrolün yerini alternatif enerji kaynakları ile dolduramadığımız taktirde büyük sıkıntılar yaşayacağımız açıktır. Petrol talebinin artışıyla ihraç eden ülkeler daha çok kazanacaktır. Ancak, petrole bağımlı olan ülkeler ekonomik anlamda tüm ürün ve servis hizmetleriyle istedikleri istihdamı yaratamayacaklardır. Bu açıdan Türkiye'ye bakıcak olursak, ülkemiz enerji tüketiminin birinci kalemi %38 ile petroldür. Ham petrolde meydana gelen 1$'lık artışın ithalat faturamıza getirdiği ek yük 170M$ üzerindedir. Cari açığımız, enerji ihtiyacımızın %75'ini ithal etmemiz ve alternatif enerji adına bir plana sahip olamayışımız en büyük problemlerimizdir. Enerji insan yaşamının ve ekonominin en temel ihtiyacıdır. Sürdürülebilirlik adına tasarruflu ve geri döşülebilir bir stratejiyle yoluna devam etmelidir.
kaynak: enerji sektörünün geleceği ve
alternatif enerji kaynakları ve Türkiye'nin önündeki fırsatlar
Yorumlar
Yorum Gönder