Yeni trend nedir?


Seneler önce Starbucks projesinin yatırımcılar sunulduğu yoğun finansman bulma günlerini Howard Schultz “Pour your heart into it” kitabında şu şekilde aktarmış:” “Peki ben neden 50 centlik kahveler varken, 4 dolara dışarıdan kahve satın alıyım.” Yatırımcılar projeyi inceledikten sonra bu soruyu soruyorlardı.” Howard Schultz bir tutku ile inandığı şeyi defalarca tekrar ediyordu. İnsanların evleri ve iş yerleri arasında mekik dokurken dinlenebilecekleri, arkadaşlarıyla buluşabilecekleri, oturup çalışabilecekleri, bir lokasyona ihtiyaç duyduklarını tespit etmiş ve diğer cafelerden farklı olarak bunu bir deneyim haline getirmek için cafe misafirlerine sunacağı ev ortamında; sıcak, kaliteli ve orijinal bir kahve deneyimi ile -cafe konseptinden çıkmak- farklılaşmak istemişti. Temel ihtiyaç insanların evlerinde hissedebilecekleri, saatten bağımsız olarak huzur bulmalarını sağlamaktı. Dolayısıyla, dinlendirici atmosfer: müzik, dekorasyon, ışıklandırma ve mağaza kokusu, hatta temizlik malzemesi (kokusuz; kahve kokusunu bastırmaması için) bu hissi yaratmak için özel hazırlanmıştır. Yatırımcılar bu vizyoner tespitten çok Howard’ın enerji ve tutkusuna inandıklarını dile getirerek Starbucks projesine finansman sağlamaya ikna oldular.

Bir sonraki trend nedir?
Geçtiğimiz hafta Samsung 5G internet testlerini yaptığını açıkladı. (4G’de birkaç yüz kat daha hızlı) Yani, giderek mobilleşeceğiz… Laptoplara ve masa üstü pclere (herşeyi cloud üzerinde çalışacağız…) ihtiyacımız bir süre sonra kalmayacak… Akıllı cihazlar gelecek 3 senelik zaman diliminde giderek yaygınlaşarak her an, her çeşit kaynağa, anında ulaşılabilir olmamızı sağlayacak. Akıllı cihazların tümü yaşamımızı dijital formata (video, foto, ses, yazı) aktarıp, kayıt altında tutmamızı sağladığından yaşamı kolaylaştıran, kaçınılmaz cihazlar haline gelecek. Daha şimdiden insanlar bu duruma alışmış gibi gözüküyor. Akıllı cihaz kullanıcıları cafe vb. bir yerde arkadaşlarıyla bir arada oturup sohbet ederken 5’er 10’ar dakika ara ile dijital profillerini kontrol etme ihtiyacı duyuyor. Fiziki ortamın dışında sanal bir sohbeti kimi zaman tercih ediyorlar. Bu durum bir yandan büyük bir duygusal; iletişimsel erozyon sağlarken, diğer yandan da her an her yerde olabilme imkanı sağladığından 24 saatlik kısıtlı zaman dilimine daha çok eylem sıkıştırmamıza olanak sağlıyor. Peki insanlar dijital yaşama giderek adapte olurken, yaşamlarımızda nelerin değişmesini beklemeliyiz. Bir sonraki trend; fırsatlar neler olabilir.

Bunun için öncelikle mobil cihazların kapasitesi anlaşılmalı…  (Tabiki son kullanıcıların da bu değişime adapte olabilmeleri için belirli bir zaman geçecek…) Genel olarak, QR kısa kod okuyup servisleri tetikleyen, internet erişimi olan, gsm no’su ile kendi kimliğini ifade edebilen, SMS atarak servislere uzaktan bağlantı kurabilen, lokasyonunu belirten, uygulamalar ile iletişim sağlayan, NFC ile yakınlaştırarak servis tetikleyen cihazlardır… Mobil cihazlar her yerde kullanılabilen bilgi erişimi sağlayarak kısa sürede ihtiyacımızı karşılayan yaşamlarımızın uzaktan kumandaları haline geldiler. Bu araçlar mobil penetrasyonun  giderek artmasıyla (Türkiye’de şuan %20lere yakın düzeyde) birlikte bazı iş modelleriyle kurumsal ya da son tüketiciye dokunan ürünler haline gelecek ve pazarlama çalışmalarında ek araçlar olarak yaratıcı biçimde kullanılacaklar. İnternet hızının pazar penetrasyonu ile birlikte birçok hizmet dijital hale gelerek farklılaşırken, sunduğu hizmetlerin geri dönüş ve analizlerini yapabilecektir. Bu durum da işletmelerin sunduğu hizmet/ürünlerin geri dönüşlerini anında almalarını, sevilen marka olmalarını ve müşteri profil bilgisine ulaşmalarını sağlayacaktır. Ayrıca bir çok sosyal platform ve altyapı sayesinde lokasyon ve sosyal durum bilgisi kullanılarak pazarlamaya yeni bir boyut daha katacak.



İkincil konu can alıcı olan şey aslında… Giriş paragrafındaki örnekte olduğu gibi: var olan ihtiyaçları tespit ederek, kavranması ve rafine edilerek ihtiyaca yönelik ürünleştirme becerisiyle sunulmasıdır. Nitekim Howard Schultz Starbucks örneğinde insanları rahatlatan şeyin ortam olduğu kadar, enfes bir kahve deneyimi olduğunu çalıştığı yerde gözlemlediği için,  bu konuda uzmanlaşmak istemiş, en iyi deneyimi yaşatabilmek  için İtalya'ya gözlem yapmaya gitmiş, sonrasında da Amerikan tüketimine uygun olarak ürünlerini çeşitlendirmişti (ilk olarak yağsız sütten yapılan kahve ürün yelpazesi, sonrasında şehire özel aromalar, kurabiye tatlı çeşitleri, hatta dondurmaya kadar genişledi)  Bu konuda özellikle P&G gibi uluslararası şirketler yeni pazarlarda gelişmemiş sektörleri yavaş yavaş geliştirerek pazarı biçimlendirirler. (pazardaki insanların kültürel değerlerine, tüketim ve iktisadi alışkanlıklarına uygun olacak biçimde ürünü şekillendirip ve tanıtımını yapıp, yavaş yavaş pazarı büyütmek ve bunun akabinde de ürünleri çeşitlendirerek birçok ihtiyaca karşılık verebilmek.) (İlgilenenler için kitap önerim “P&G’nin 165 yıllık serüveni”)
(ufak not.: Nitekim, ben de yazının ilgi çekmesi için çekici kısmı girişe atarak giriş ile sonucu birleştirmek istedim. :))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

McDonald's ın vizyonu

Ultimate Loyalty Statistics

A brief history of McDonald's